Polly teyze yine de koflarak ç›kt› merdivenleri; yüzü kireç
gibi olmufltu, dudaklar› titriyordu. Mary de yan›ndayd›.
– Neyin var Tom?
– Ayak parma¤›m çok ac›yor.
Polly teyze, kendine gelmek için biraz a¤lad›, biraz güldü.
Kendini toparlay›nca:
– Beni çok korkuttun Tom, dedi. B›rak bu numaralar› da
yataktan ç›k.
– Parma¤›m öyle s›zl›yordu ki diflimin a¤r›s›n› unuttum.
– Aç a¤z›n›. Evet, sallan›yor. Mary, iplik getir. Ocaktan da
alevli bir odun al.
– N’olur diflimi çekme teyze. Art›k a¤r›s› geçti. Okula gide-
ce¤im.
– Demek, okula gitmemek için yapt›n bütün bunlar›.
Polly teyze, ipli¤in bir ucunu Tom’un difline, ötekini karyo-
laya ba¤lad›. Alevli odunu Tom’un yüzüne yaklaflt›rd›. Çocuk
birden geri çekilince, difli ç›kt›.
Tom, o gün okula giderken, üst diflleri aras›ndan aç›lm›fl
aral›ktan, fiyakal› bir biçimde tükürerek bütün çocuklar› k›s-
kand›rd›.
Daha sonra Huckleberry Finn (Hak›lböri Fin)’le karfl›laflt›.
Kaba, haylaz bir çocuk olan Huckleberry Finn’i köyün büyük-
leri hiç sevmezlerdi. Çocuklarsa ona hayrand›. Onun bunun
eskilerini giydi¤inden, yamal› ya da y›rt›k giysilerle dolafl›rd›.
Güzel havalarda kap› efliklerinde; karda k›flta bofl f›ç›larda
17