– Yolda Huckleberry Finn’e rastlad›m, biraz konufltuk.
Ö¤retmenin yüre¤i duracak gibi oldu. Ö¤renciler, Tom’un
akl›n› kaç›rd›¤›n› düflünüyorlard›.
– Yanl›fl anlad›m galiba. Ne yapt›n? Bir daha söyle!
– Huckleberry Finn’le konufltu¤um için geç kald›m.
– Ömrümde duydu¤um en sayg›s›zca aç›klama bu. Cet-
vel, seni cezaland›rmaya yetmez. Ceketini ç›kar!
Ö¤retmen Tom’u, yoruluncaya kadar dövdü.
– fiimdi git k›zlar›n bölümünde otur da akl›n bafl›na gelsin!
S›n›fta gülüflmeler oldu. Tom, utanm›fl gibi duruyorsa da
çok sevinçliydi. Gidip k›z›n oturdu¤u s›raya iliflti. Sar›fl›n k›z,
gururlu bir tav›rla bafl›n› arkaya at›p öteki uca do¤ru çekildi.
Tom, birbirlerini dürtüp f›s›ldaflan çocuklara ald›r›fl etmeyip
önündeki kitaba dalm›fl gibi yapt›.
Bir süre sonra, çocuklar onu unutmufltu. K›z, Tom’un giz-
lice kendisine bakt›¤›n› anlay›nca, yüzünü as›p bafl›n› öteye
çevirdi. Döndü¤ünde, kitab›n›n üzerinde bir fleftali görünce
hemen eliyle itti. Tom, onu yine k›z›n önüne koydu. K›z, bu
kez daha ›l›ml› bir tav›rla, fleftaliyi Tom’un önüne sürdü. Tom,
fleftaliyi yeniden k›z›n önüne koymufltu. Bu kez k›z tepki gös-
termedi. S›ran›n üstündeki yaz› tahtas›na, “Lütfen fleftaliyi al,
bende baflka var.” yazd›. K›z karfl›l›k vermedi.
Tom, yaz› tahtas› üzerine eliyle gizleyerek bir fleyler çiz-
meye bafllad›. K›z, önce ilgilenmiyormufl gibi durduysa da, bi-
raz sonra çizilenleri görmek için sab›rs›zlanmaya bafllam›flt›.
23