119
kelerinin, Dulkadir ülkesinin, Diyar-
bekir’in, Kürdistan’›n ve Azerbay-
can’›n, ‹ran’›n, fiam’›n ve Halep’in,
M›s›r’›n, Kutsal Kudüs’ün, fianl›
Mekke ile Ünlü Medine’nin, bütün
Arap ülkelerinin, Yemen’in ve Cid-
de’nin, Tatar ülkesinin, flanl› ve seç-
kin atalar›m›n boyun e¤diren güçle-
riyle fethettikleri daha nice ülkeyle,
benim atefl saçan k›l›c›m›n fethetti-
¤i y›¤›nla bölgenin sultan› ve padi-
flah›..." olarak diye devam eder.
Bu genifl imparatorlukta Türkler,
özellikle Küçük Asya’da nüfusun en
önemli ö¤esini temsil eder; kuflku-
suz hanedan da Türk kökenlidir.
Resmî dil, Arapça ve Farsça kelime-
ler kullan›lsa da Türkçe’nin bir biçi-
midir. Ne var ki ordu ve idarenin
yüksek kadrolar› daha kozmopolit-
tir.
DO⁄U CEPHES‹ SAFEV‹LER
Irak’›n fethi Osmanl› nüfuzunu,
güneyde Basra Körfezi’ne ve Hint
Okyanusu’na kadar yayd›.
Yavuz Sultan Selim’in Çald›ran Za-
R o d o s ’ u n F e t h i
I r a k s e f e r i n d e
O sma n l ›
o r d u s u K a s r - ›
fi i r i n ’ d e
k o n a k l › y o r