133
• çocuk oyunca¤›:
Çok kolay ifl, önemsiz bir fley anlam›nda kullan›l›r.
Yard›m gerekmez, bu ifl çocuk oyunca¤›.
• Ço¤u gitti, az› kald›:
‹flin en güç, en büyük bölümü yap›ld›; geriye önemsiz
bir bölümü kald›, anlam›nda söylenir.
Biraz daha sabredin. Ço¤u gitti, az› kald›.
• çok görmek (bir fleyi bir kimseye):
1.
Bir kimseyi o fleye de¤er bulmamak.
Bir gömle¤i bana çok görüyor.
2.
Bir kimsenin davran›fl›n› yad›rgamak.
Televizyon izlememi çok gördü.
• çok olmak (biri):
Davran›fllar› dayan›lmaz ölçüde olmak.
O art›k çok oldu.
• çoluk çocu¤a kar›flmak:
Evlenip çocuklar› do¤mak, aile sorumlulu¤unu yüklen-
mek.
Çoluk çocu¤a kar›fl›nca düflünceleri de¤iflti.
• çoluk çocuk:
1.
Çocuklarla birlikte aile toplulu¤u.
Çoluk çocuk pikni¤e gittik.
2.
Bir iflte deneyimsiz ve yaflça küçük kimseler.
Burada da çoluk çocuk çal›fl›yor.
• çoluk çocuk elinde kalmak:
Çok genç ve deneyimsiz kimselerin yönetimi alt›nda ol-
mak.
Ne olacak bilmiyorum. Fabrika çoluk çocu¤un elinde
kald›.
• çorap sökü¤ü gibi gitmek:
Bafllayan bir ifl, arkas› da gelerek kolayca sürüp gitmek.
Çorap sökü¤ü gibi gidiyor, az kald›.
Deyimler/133-153 21/07/2010 21:03 Page 133