• gönlünden kopmak:
Bir kimseye derin duygularla iyilik yapmak, bir fley ver-
mek.
Bunu alman› istiyorum, gönlümden koptu.
• gönlüne göre:
‹ste¤ine uygun olarak, anlam›na gelir.
Gönlüne göre bir ifl bulmufltu.
• gönlünü yapmak:
Bir kimsenin bir konuda memnun olmas›n› sa¤lamak.
Önce babas›n›n gönlünü yapt›, sonra da d›flar› ç›kmak
için izin istedi.
• gönlünü hofl etmek:
Bir kimsenin dile¤ini yerine getirerek onu sevindirmek.
Al›flverifl yaparak annesinin gönlünü hofl etmiflti.
• gönlü olmak:
Raz› olmak.
Sonunda bizimle tiyatroya gitmeye gönlü oldu.
• gönlü raz› olmamak:
Hiç istememek.
Sabahlara kadar çal›flmas›na gönlüm raz› olmuyordu.
• gönül (gönlünü) almak:
K›r›lm›fl olsun olmas›n, bir kimseyi güzel bir sözle, uy-
gun bir davran›flla ya da bir arma¤anla sevindirmek.
Bir demet çiçekle gönlünü ald›m.
• gönül borcu:
Yap›lan iyili¤e karfl› kendini borçlu sayma.
Ona gönül borcum var.
• gönülden ç›karmak (birini):
Bir kimseyi art›k sevmez olmak, onu anmamak.
Seni aramad›¤›na göre, art›k gönlünden ç›karm›fl.
199
Deyimler/196-216 21/07/2010 21:02 Page 199
