Deyimler sozlugu - page 205

• göz göze gelmek:
Bak›fllar› karfl›laflmak.
Göz göze gelince gülümsemek zorunda kald›m.
• göz gözü görmemek:
Yo¤un duman, sis, toz gibi nedenlerle hiçbir fley görüle-
memek.
Sis bast›rd›, göz gözü görmüyor.
• göz hakk›:
Görüp imrenen kimseye o yiyecekten verilen pay.
Bu senin göz hakk›n, bunu al.
• göz hapsine almak:
Bak›fllar›n› birinin üzerinden ay›rmayarak gözetlemek.
Onu göz hapsine alm›flt›.
• göz kamaflt›rmak:
1.
Parlak ya da kuvvetli bir ›fl›k nedeniyle gözü bir süre
göremez olmak.
Günefl tam tepedeydi, göz kamaflt›ran bir ›fl›k vard›.
2.
Bir özelli¤i ile hayran b›rakmak.
Güzelli¤iyle göz kamaflt›r›yor.
• göz karar›:
Ölçerek de¤il, gözle oranlanarak belirlenen miktar.
Yemek yaparken tuzu göz karar› atar›m.
• göz k›rpmamak:
Hiç uyumamak.
Bütün gece gözümü k›rpmad›m.
• göz koymak:
Bir fleyi ele geçirmeyi istemek.
Kalemime göz koymufltu.
• göz kulak olmak:
Bir kimseyi ya da bir fleyi gözetmek, korumak.
Annem, kardeflime göz kulak olmam› istedi.
205
Deyimler/196-216 21/07/2010 21:02 Page 205
1...,195,196,197,198,199,200,201,202,203,204 206,207,208,209,210,211,212,213,214,215,...464
Powered by FlippingBook