• gönül e¤lendirmek:
Geçici bir ilgi ve sevgi göstererek hoflça zaman geçir-
mek.
Her akflam onunla buluflup gönül e¤lendirirdi.
• gönül (gönlünü) kapt›rmak:
Âfl›k olmak, afl›r› sevgiden kendini kurtaramamak.
Kime gönlünü kapt›rm›fl?
• gönül k›rmak (y›kmak):
bk. kalp k›rmak.
• gönüllü gönülsüz:
Yar› istekli, yar› isteksiz olarak.
Gönüllü gönülsüz toplant›ya kat›ld›.
• gönül okflamak:
Bir kimseyi güzel bir söz ya da davran›flla sevindirmek.
Kardeflinin gönlünü okflamak istiyordu.
• gönül vermek:
Sevgiyle, aflkla ba¤lanmak.
‹fline gönül vermiflti.
• gönül yaras›:
Bir kimsede derin üzüntü yaratan ac›.
Gönül yaras› da geçmek bilmez.
• görece¤i (göresi) gelmek:
Görme iste¤i duymak.
Köydeki dedesini görece¤i gelmiflti.
• Göreyim seni:
1.
Kendini göster, senden baflar›l› sonuçlar bekliyorum.
Göreyim seni, sen iyi bir futbolcusun.
2.
Bunu yaparsan karfl›l›¤›n› görürsün.
Ona dokun da göreyim seni.
• görmemezli¤e (görmemezlikten) gelmek:
Görmemifl gibi davranmak.
Görmemezli¤e gelip yan›ndan geçtim.
200
Deyimler/196-216 21/07/2010 21:02 Page 200