 
          300
        
        
          • körü körüne:
        
        
          Düflünüp tafl›nmadan.
        
        
          Körü körüne kimsenin sözüne inanmam.
        
        
          • Körün istedi¤i bir göz, Allah verdi iki göz:
        
        
          ‹stenilen fley fazlas›yla eline geçti, anlam›nda söylenir.
        
        
          Bak, birçok kitab› oldu. Körün istedi¤i bir göz, Allah
        
        
          verdi iki göz.
        
        
          • köfle bucak:
        
        
          Göze çarpmayan yer.
        
        
          Köfle bucak demeden bütün evi arad›.
        
        
          • köfle kapmaca oynamak:
        
        
          Birbirimizi aray›p durmak.
        
        
          Evin içinde köfle kapmaca oynad›k.
        
        
          • köflesine çekilmek:
        
        
          bk. bir köfleye çekilmek.
        
        
          • köfleye s›k›flmak:
        
        
          Bir konuda çok güç bir duruma düflmek.
        
        
          Sorular›yla beni köfleye s›k›flt›rd›.
        
        
          • köfleyi dönmek:
        
        
          Zengin olmak.
        
        
          K›sa sürede köfleyi döndü.
        
        
          • kötü kifli olmak:
        
        
          Kötülük yapmay› istememesine karfl›n davran›fllar›yla
        
        
          baz› kiflilerin düflmanl›¤›n› kazanmak.
        
        
          Aralar›n› bulay›m derken ben kötü kifli oldum.
        
        
          • kötü kötü düflünmek:
        
        
          S›k›nt› içinde derin derin düflünmek.
        
        
          Bir köfleye çekilmifl, kötü kötü düflünüyordu.
        
        
          • kötü yola düflmek:
        
        
          Hofl olmayan, yanl›fl ifller yapmak.
        
        
          Serserilere uyarsan kötü yola düflersin.
        
        
          Deyimler/280-300  21/07/2010  21:02  Page 300