302
• kula¤›n› bükmek (birinin):
Bir konuda dikkatli davranmas› için uyarmak.
Söz almadan konufltu¤um için ö¤retmenim kula¤›m›
büktü.
• kula¤›n› çekmek (birinin):
Yanl›fl bir davran›fl› için uyar› amac›yla hafif bir ceza
vermek.
Radyoyu bozunca babas› kula¤›n› çekti.
• kula¤›n› ç›nlatmak (birinin):
Orada bulunmayan bir kimsenin ad›n› anmak.
Dün akflam senin kula¤›n› ç›nlatt›k.
• kulak asmamak:
Önem vermemek, dinlememek.
Annesinin uyar›lar›na kulak asmad›.
• kulak dolgunlu¤u:
Tam olmasa da duya duya elde edilmifl bilgi.
Bunlar› kulak dolgunlu¤uyla anlat›yor.
• kulak kabartmak:
Belli etmemeye çal›flarak konuflulanlar› dinlemek.
Merak etti¤imden kulak kabartt›m.
• kulak kesilmek:
Büyük bir dikkatle dinlemek.
Söylediklerine kulak kesildik.
• Kulaklar› ç›nlas›n:
Sevilen biri an›ld›¤›nda söylenir.
Kulaklar› ç›nlas›n, çok iyi bir insand›r.
• kulaklar›na kadar k›zarmak:
Çok utanmak.
Yapt›¤›m hatay› anlay›nca kulaklar›ma kadar k›zard›m.
• kulaklar›n› dikmek:
(Hayvan) Dikkat kesilmek.
Eflek birden kulaklar›n› dikti.
Deyimler/301-321 21/07/2010 21:01 Page 302
