303
• kulaklar›n› t›kamak:
Dinlemek istememek.
Kulaklar›m›z› t›kay›p bir süre daha oturduk.
• kulaklar› paslanmak:
Uzun zamand›r müzik dinlememifl olmak.
Ne güzel bir melodi bu! Kulaklar›m paslanm›flt›.
• kulak misafiri olmak:
Yan›nda konuflulanlar› söze kar›flmadan dinlemek.
‹stemeden kulak misafiri oldum.
• kulaktan dolma:
Baflkalar›ndan duyularak sa¤lanan, ancak do¤ru olup
olmad›¤› belirsiz bilgi.
Kulaktan dolma bilgilerle iddia ediyorsun.
• kulaktan kula¤a:
Bir kimse bir baflkas›na gizlice söyleyerek.
Olay k›sa sürede kulaktan kula¤a yay›ld›.
• kulak vermek:
Dikkatli bir biçimde dinlemek.
Ö¤retmeninizin söylediklerine kulak verin.
• kul köle (kurban) olmak:
Bir kimseye özveriyle ba¤lanarak bütün isteklerini yeri-
ne getirmeye haz›r olmak.
Ona kul köle olmana bir anlam veremiyorum.
• kulp takmak:
Bir kimseyi, bir fleyi kusurlu göstermek için bir neden
uydurmak.
Sana da m› bir kulp takt›?
Deyimler/301-321 21/07/2010 21:01 Page 303