305
• kufl kadar can› olmak:
Güçsüz bir canl› olmak.
O kadar zorlamay›n, kufl kadar can› var.
• Kufl sütünden baflka her fley var:
Her türlü yiyecek var, anlam›nda söylenir.
Sofrada da kufl sütünden baflka her fley var.
• kufl sütüyle beslemek:
Bir kimseyi eksiksiz ve özen göstererek beslemek.
Çocuklar›n› kufl sütüyle beslerdi.
• Kufl uçmaz, kervan geçmez:
Kimsenin u¤ramad›¤› ›ss›z, sapa yer, anlam›nda kulla-
n›l›r.
Kufl uçmaz, kervan geçmez bir yerdi.
• kufl uçurmamak:
Hiç kimsenin geçmesine, kaçmas›na olanak vermeye-
cek biçimde çok s›k› önlem almak.
Polis caddeyi kesmifl, kufl uçurmuyordu.
• kuyru¤a girmek:
Arka arkaya dizilmek.
Kuyru¤a girip su faturas›n› ödedim.
• kuyru¤u kapana k›s›lmak:
Kolay kolay kurtulamayaca¤› güç bir durumda kalmak.
Kuyru¤u kapana k›s›l›nca yard›m istedi.
• kuyruk ac›s›:
H›nç.
Ona karfl› eskiden kalma bir kuyruk ac›s› vard›.
• kuyruklu yalan:
Çok büyük yalan.
Onun söyledi¤i de kuyruklu yalan.
• kuyruk olmak:
bk. kuyru¤a girmek.
Deyimler/301-321 21/07/2010 21:01 Page 305