 
          86
        
        
          • bafl›n› belaya sokmak (birinin):
        
        
          Bir kimseyi, durup dururken kötü sonuçlar do¤uran bir
        
        
          durum içine itmek.
        
        
          Buraya gelmeni isteyerek bafl›n› belaya soktum.
        
        
          • bafl›n› bofl b›rakmak:
        
        
          Bir kimseyi ya da bir fleyi kendi hâline b›rakmak.
        
        
          Bafl›n› bofl b›rakmaya gelmiyor, az›yor.
        
        
          • bafl›n› derde sokmak (kendi):
        
        
          Gereksiz yere s›k›c› ve üzücü bir ifle giriflmek.
        
        
          Durup dururken bafl›n› derde soktu.
        
        
          • bafl›n› dinlemek:
        
        
          Gürültüden, kalabal›ktan uzaklafl›p sessiz bir yerde din-
        
        
          lenmek.
        
        
          Bir hafta boyunca bafl›m› dinledim.
        
        
          • bafl›n› ezmek:
        
        
          Bir kimseyi kötülük yapamaz bir duruma sokmak.
        
        
          Bu tür insanlar›n bafl›n› ezmek gerekir.
        
        
          • bafl›n› gözünü yarmak:
        
        
          Bir ifli acemice ve kötü yapmak.
        
        
          Ne biçim tamirci bu! Bafl›n› gözünü yard›.
        
        
          • bafl›n› kafl›maya (kafl›yacak) vakti olmamak:
        
        
          ‹fllerinin yo¤unlu¤u nedeniyle çok s›k›fl›k bir durumda
        
        
          olmak.
        
        
          Özür dilerim, seni arayamad›m, bafl›m› kafl›maya vak-
        
        
          tim olmuyor.
        
        
          • bafl›n›n alt›ndan ç›kmak (birinin):
        
        
          Kötü sonuçlanacak bir durumu, gizlice kendisi haz›rla-
        
        
          m›fl olmak.
        
        
          Bu dedikodu da onun bafl›n›n alt›ndan ç›km›flt›r.
        
        
          Deyimler/079-089  21/07/2010  21:04  Page 86