27
kokuflmak: özelli¤ini yitirmek
kokutmak: ifli ç›kmaza sokmak
koltuk: kay›rma, destek / makam, yüksek
mevki / koltuklama, koltuklanma
koltukçu: yüze karfl› övmeyi huy edinen
kimse, pohpohçu
koltuklamak: pohpohlamak
komando: vurucu kuvvet
komedi: yapmac›k söz ve davran›fl
kondurmak: üzerine yormak, yak›flt›rmak
konmak: emeksiz edinmek
konser: devaml› gürültü
kontak: alaka, ba¤lant›
konuflmak: geçerli olmak, etkin olmak / be-
cermek
koparmak: güçlükle elde etmek
kopmak: ortaya ç›kmak / çok a¤r›mak, ta-
mamen ayr›lmak / kurtulmak
kopuk: serseri
kor: k›rm›z› renkli / s›k›nt›, dert
korkunç: fazla
korsan: baflkas›n›n hakk›n› zor kullanarak
alan kimse / bir hakk› izinsiz kullanan
korumak: karfl›lamak, denk gelmek / de¤i-
flikli¤e u¤ramas›n› önlemek / gereken dik-
kat ve özeni göstermek
koflmak: kovalamak, izlemek, üstüne düfl-
mek
kotarmak: tamamlamak, bitirmek / üste-
sinden gelmek
kovalamak: izlemek, takip etmek
koyu: afl›r› / derin, hararetli
koyun: koruyucu çevre / kendi kiflili¤ini
gösteremeyen kimse
koz: elveriflli durum, f›rsat / etkili fley
köçek: a¤›rbafll› olmayan kimse
köhne: ça¤ d›fl›, eskimifl
kök: temel, esas / manevi güç / kaynak, kö-
ken
köken: menfle, temel sebep
köklü: kal›c›, esasl›, iyi yerleflmifl / soylu,
soyu sopu belli, iyi tan›nan
köle: bir fleye afl›r› ba¤›ml› kimse
köprü: ba¤lant› kuran fley
köprübafl›: önemli mevki.
köpük: hayvanlar›n a¤z›ndaki salyams› ka-
barc›klar
köpürmek: çok k›zmak / konuflup durmak
kör: ifllek olmayan / dikkati olmayan / du-
yarl›l›¤›n› yitirmifl
kördü¤üm: çözülmesi imkâns›z sorun.
körelmek: önemini yitirmek / soyu tüken-
mek
körfez: sapa, kuytu
körleflmek: geçerlili¤ini yitirmek
körletmek: geçerlili¤inin yitirilmesine se-
bep olmak
körlük: gerçe¤i görememe / beceriksizce
yap›lan ifl
körpe: genç, güzel / y›pranmam›fl
körüklemek: k›flk›rtmak, k›z›flt›rmak, flid-
detlendirmek
köstebek: gizli belgeleri s›zd›ran kimse
köstek: engel
kösteklemek: engel olmak, baltalamak
köfle: kuytu yer / kimsenin kolay kolay u¤-
ramad›¤› yer
kötürüm: ifl yapamayan, faal olmayan
kral: üstün / baflar›l› ve zengin ifl adam› /
baflar›l› olan kimse
kraliçe: kendi türü aras›nda herhangi bir
bak›mdan üstün olan kad›n
kredi: güven, itibar
kriz: buhran, s›k›nt›l› durum
kronik: uzun süre çözüm getirilmemifl
kucak: iç / ortam, ocak
kuduz: azm›fl
kukla: baflkalar›n›n etkisinde olan kimse.
kulak: ses uygunlu¤unu seçebilme yetene-
¤i
kulis: bir iflin gizli haz›rl›k konuflmas›
kulp: bahane, sebep
kumlu: ufak ve s›k benekli
kumpanya: ayn› görüflü paylaflan kimseler
toplulu¤u
kundakç›: ara bozucu
kundaklamak: ara bozmak, aldatmak
kurban: kendini feda eden kimse / bir fela-
kette ölen kimse / felakete sürüklenmifl
kimse
kurcalamak: rahats›z etmek, meflgul etmek