Kraliçesi oldu¤unu duydum. Buraya nas›l geldin?
– Belki do¤ruyu duydun, ey Kral. O garip baban›n k›z›n›
b›rak.
– Fakat baflka bir adam; bir dilenci, baban oldu¤unu ileri
sürüyor. Sana yeniden soruyorum: Kraliçem olacak m›s›n?
Yoksa kad›nlar›m› ça¤›r›p bu büyücüyü ayaklar›n›n dibinde
havuza sokmak ve seni al›p gitmek zorunda kalaca¤›m.
Tua karfl›l›k vermedi; fakat Asti rüzgâr›n u¤ultusunu bas-
t›rabilecek kadar gür bir sesle ba¤›rd›:
– Ça¤›r kad›nlar›n›, ey Kral!
Bunun üzerine Janis seslendi:
– Gelin kölelerim, emirlerimi yerine getirin.
Kap› aç›ld› ve Kefer içeri girdi. Bu kez eski püskülere bü-
rünmemifl, beyazlar giymiflti. Arkas›ndakiler, ellerinde k›z›l k›-
l›çlar tafl›yan; vahflî yüzlü, z›rhlar›n›n üzerine alt›n zincirler
as›lm›fl insanlard›. Bunlar ne korku, ne ac›ma bilen çöl halk›-
n›n baflkanlar›yd›lar.
Janis bakt› ve durumu anlad›. K›l›c›n› çekti. Çöl adamlar›
çevresini sarm›fl duruyor ve gözleri Kefer’in yüzüne dikilmifl
olarak bekliyorlard›. Tua:
– Yapabilirseniz, esirgeyin onu, dedi.
– Çok geç, diye karfl›l›k verdi Kefer. Tanr›lar›n uyar›s›n›
dinlemeyenler, Tanr›lar›n öç almas›na katlanmal›d›rlar. Janis,
saray›n yan›yor, yan›nda pek az kimse kald›. Yar›n, taht›nda
baflka bir kral egemen olacak.
Kefer, Tua’yla Asti’ye bir iflaret yapt›. Onlar da kendisini iz-
142