kalm›fllar. Kral’›n, kap›lar›m›zdan kimsenin ç›kmamas›n› em-
retti¤ini söylüyorlar.
– Kefer’in bana söyledi¤i gibi, harp›m› çalarak onun ad›n›
ça¤›rabilir miyim?
– Hay›r, henüz olmaz han›m›m, Tehlike geçebilir. Onu ne-
densiz ça¤›r›rsan, Kefer k›zabilir. Gidip yemek yiyelim.
Böylece içeri girdiler. Yemek yerlerken anîden bir ses duy-
dular. Kalk›p bak›nca, Kral’›n iki hizmetçisini gördüler. Bunlar
ak saçl›, yafll› kiflilerdi. Hizmetçilerden biri:
– Han›m›m, dedi. Kral bana sizi ve hizmetçilerinizi alma-
m› ve kendi iyili¤iniz için saraya götürmemi emretti; orada si-
zinle görüflmek istiyor.
– Seçme hakk›m›z olmad›¤›na göre, gitmemiz gerek, de-
di Asti.
Böylece peçelerini örttüler, Kral’›n hizmetçileri onlar› ses-
siz caddelerden götürdüler. Büyük kap›lar arkalar›ndan ka-
pand›. Birçok merdivenden ç›kt›lar ve çoktan eflyalar›n› dü-
zenlemekte olan kendi hizmetçilerinin bulunduklar› odaya gir-
diler.
– fiimdi harp›m› çalarak Kefer’i ça¤›rabilir miyiz? diye sor-
du Tua.
– Henüz olmaz san›yorum, diye karfl›l›k verdi Asti. Biz onu
yard›ma ça¤›rmadan önce neler olaca¤›n› görelim.
Odan›n ortas›nda, içi suyla dolu, mermerden yap›lm›fl bü-
yük bir havuz vard›.
Tua’yla Asti havuzun bir kenar›na oturdular, Kral da öbür
134