oradaki muhaf›zlar, bir dilencinin tam kap›y› kapatacaklar› za-
man d›flar› ç›kt›¤›n› ve bir kum f›rt›nas› içinde yok oldu¤unu
söylediler.
Günefl batt› ve saptanan süre sonunda Janis, Tua’yla As-
ti’nin kald›klar› odaya ç›kt›. Odada lâmbalar yak›lm›fl, pence-
reler kapat›lm›flt›. D›flarda çöl rüzgâr› ç›km›flt›, hava kumla
sislenmiflti. Daha önce oldu¤u gibi, Tua’yla Asti, havuzun öte
yan›nda oturmufl, onu bekliyorlard›. Kral:
– Vakit geldi, dedi. Yan›t›n› bekliyorum.
– Ey Kral, dedi Tua. Benimki için de¤il, kendi iyili¤in için
dinle. Yerde ve göklerde dostlar›m var. Onlardan biri, bugün
avluda sana geldi. Bu ç›lg›nl›¤› bir yana b›rak›p beni sal›ver;
çünkü iyili¤ini istiyorum, kötülü¤ünü de¤il. Fakat bana doku-
nursan ölüm sana gelecek, bana de¤il. Beni kurtarmak için
baflka bir fley olmazsa, kendimi öldürece¤im.
Janis so¤uk bir sesle söylendi:
– Han›m, bu ç›lg›nca tehditlerden vazgeçmelisin. Seni
bekliyorum.
– Ey Kral, dedi Tua. Son kez ak›ll› davranman için yalva-
r›yorum. Kendimi kurtarmak için yalan söyledi¤imi san›yor-
sun, ama öyle de¤il. Seni kurtarmak istiyorum.
Peçesini çekti ve gö¤sündeki iflareti gösterdi.
– Bu niflana bak. Bu kutsal iflareti olan bir kad›na kötülük
yapmak bilgelik midir?
– Böyle bir kad›ndan söz edildi¤ini duydum, dedi Janis.
Onun Tep’te garip bir adam›n k›z› olarak do¤du¤unu ve M›s›r
141