gün b›rak›yorum. Kabul etmezsen, kölem olacaks›n.
Neter Tua öfkelendi:
– Beni büyük san›yorsun, hakl›s›n, dedi. Çünkü Tanr›lar›m
benimle, onlar›n güçleriyse büyüktür. Beni b›rakmazsan, on-
lar›n öfkesini üzerine ça¤›raca¤›m.
– Üç günün var, dedi Kral. Buradaki kad›n ne dedi¤imi
duydu.
– Evet Kral, dedi Asti. Duydum. Bütün bunlar›n sonunun
nas›l olaca¤›n› bilmek ister misin? Ben baz› büyüler bilirim ve
sonunun nas›l olaca¤›n› sana göstermeye çal›flaca¤›m.
– Güzel, dedi Janis. Bir oyunun varsa, göster onu.
– Öyle yapaca¤›m, fakat görece¤in fleyden hofllanmaz-
san, beni azarlamayacaks›n. Oldu¤un yerde kal ve ben Tan-
r›lara yakar›rken suyun içine bak.
Sonra Tua’ya döndü ve:
– Sana ö¤retti¤im o eski ve kutsal flark›y› söyle, dedi.
Asti havuzun k›y›s›na diz çöktü ve ellerini suyun üzerine
uzatt›, o s›rada Tua ciddî bir tav›rla flark›ya bafllad›. Sesi çok
hafif ve tatl›yd›; fakat Janis ürperdi¤ini ve bedeninin buz gibi
dondu¤unu duyumsad›. Suyun içine bakt›; ortal›¤› bir sis
kaplam›flt›. Sonra, sis da¤›ld› ve yan›p yak›lm›fl saray›n›n bü-
yük salonunda ç›plak ve ölü yatan kendini gördü. Yan›nda,
bafl›n› gö¤e kald›r›p havlar gibi görünen bir köpek vard›.
Tua’n›n flark›s›n›n son sözü bitince görüntü silindi.
Janis havuzun k›y›s›ndan geriye s›çrad› ve:
– fieytanca bir büyü bu! diye ba¤›rd›. E¤er konu¤um ol-
136
