gelmek için kalk›yor. Asti, kim geliyor? Asti, bak.
Asti bak›nca, Nefer’in Kral’›n yan›na yaklaflt›¤›n› gördü.
Janis, yafll› adama sordu:
– Orada duran ve Kral’›n önünde e¤ilmeyen o adam kim?
– Sen kral m›s›n? diye sordu Kefer. Ben iyice körüm. Se-
ni, benim gibi basit, fakat parlak giysiler içinde bir adam san›-
yordum. Söyle bana, kral olan bir insan ne duyar? Hâlâ basit
bir adam gibi umut eder, ac› çeker ve ölümden korkar m›s›-
n›z? Üzüntü ve hoflnutsuzluk duyar m›s›n›z?
Janis öfkeyle söylendi:
– Aptalca sorular›na karfl›l›k vermek için burada kalacak
de¤ilim, budala! At›n d›flar› bu adam›. ‹flim var.
Muhaf›zlar Kral’›n emrini yerine getirmek için at›ld›lar; fa-
kat Kefer de¤ne¤ini sallay›nca s›rt üstü yere düfltüler.
– Yapacak iflimiz var ey Kral, dedi Kefer. Fakat hükûmet
ifli de¤il. Bu ifl, burada yaflayan biriyle ilgili.
Tua’n›n kendisini izledi¤i oday› gösteriyordu.
Janis öfkeyle ba¤›rd›:
– O han›mdan nas›l haber ald›n?
– Ben onun babas›y›m ve sana soyumuzun seninkinden
daha eski oldu¤unu söylemeye geldim. Ne ben seni damat
olarak istiyorum ne de o seni bir koca olarak istiyor.
Bu sözleri ifliten adamlar›n baz›lar› güldü; fakat Janis gül-
medi.
– Bu deliyi uzaklaflt›r›n ve dilini kesin! diye ba¤›rd›.
Muhaf›zlar yine ileri at›ld›lar, fakat Kefer’in yan›na vara-
139