A,
Türk alfabesinin birinci harfi. Sesbilim bak›m›ndan kal›n,
düz ve genifl ünlü. Askerlikte alay’›n, fizikte amper’in, kimyada
argon’un, yüzölçümü birimi ar’›n, uzunluk birimi angström’ün,
kimya ve fizikte atom a¤›rl›¤›’n›n, müzikte “la” notas›n›n, Roma
rakamlar›nda befl bin say›s›n›n, biçimsel mant›kta tümel olumlu
önermelerin simgesi; ticarette “aç›k”, müzikte “alto” sözcükleri-
nin k›salt›lm›fl biçimi. Fenike alfabesinden türemifl baflka birçok
alfabenin de ilk harfi olan A, baz› ö¤retim kurumlar›nda en yük-
sek notu belirtir. S›n›flama ve s›ralamalarda, maddelerin s›ras›
harfle gösterildi¤inde, ilk maddenin bafl›na getirilir.
ABA,
elde dokunan yünün dövülmesi yoluyla elde edilen, ka-
ba ve dayan›kl› bir kumafl. Cüppe, h›rka, potur, çakfl›r, kalç›n ve
terlik yap›m›nda kullan›l›rd›. Eskiden dervifllerin giydi¤i uzun,
yakas›z üstlü¤e de aba denirdi. Bugün baz› yörelerde çobanlar
giymektedir.
ABANOZ,
ikiçeneklilerin abanozgiller familyas›ndan, Orta
Afrika ve Hindistan gibi s›cak bölgelerde yetiflen bir a¤aç
(Di-
ospyros ebenum).
Sert, a¤›r ve dayan›kl› olan odunu do-
¤al olarak siyah renktedir ve mobilyac›l›kta kullan›l›r. Piyanola-
r›n siyah tufllar› da abanozdan yap›l›r.
ABANT,
Bat› Karadeniz’de Bolu il s›n›rlar› içinde bir tatl› su
gölü. Denizden yüksekli¤i 1.398 m., yüzölçümü 1,28 km 2 , en
derin yeri 18 m.’dir. Çevresinde çam ormanlar›yla kapl›, 1.700
m.’yi bulan yükseklikte da¤lar vard›r. Bir turizm ve dinlenme
merkezi olan Abant, asfalt bir yolla ‹stanbul - Ankara yoluna
ba¤l›d›r.
ABASIYANIK, Sait Faik
(1906 Adapazar› - 1954 ‹stan-
bul), öykü yazar›. Adapazar› Belediye Baflkanl›¤› görevinde bu-
lunan Mehmet Faik Bey’in o¤ludur. ‹lkö¤renimini Adapazar›
Rehberi Terakki Mektebi’nde tamamlad›. Kurtulufl Savafl› sona
erince ailesinin ‹stanbul’a yerleflmesi üzerine ‹stanbul Erkek Li-
sesi’ne devam etti. 10. s›n›fa kadar bu lisede okuduktan sonra
ortaö¤renimini Bursa Lisesi’nnde tamamlad› (1928). ‹stanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki ö¤renimini yar›m b›raka-
rak Fransa’ya gitti (1930). Frans›zca ö¤renmek amac›yla Gre-
noble’de Champollion Lise-
si’nde okudu. Dönüflünde
(1933) babas›n›n iste¤iyle tica-
rete at›ld›ysa da yürütemedi. Bir
süre Hal›c›o¤lu Ermeni Yetim
Mektebi’nde Türkçe grup dersle-
ri okuttu. Haber gazetesinde ad-
liye muhabiri olarak çal›flmas›
da bir ay sürdü (May›s 1924). ‹lk
öykülerini, Bursa Lisesi’nde ö¤-
renciyken yazd›¤›n› bir konufl-
mas›nda anlatm›flt›r. 1926-28
y›llar›nda kaleme al›nan bu öykülerden “‹pekli Mendil” (Varl›k,
15 Nisan 1934), “Zemberek” (Varl›k, 29 Ekim 1935) y›llarca
sonra bas›ld›. “Uçurtma” (Milliyet gazetesi, sanat sayfas›, 9 Ara-
l›k 1929), yay›mlanan ilk öyküsüdür. Sait Faik daha ilk öyküle-
rinde ayr› bir kiflilik, yeni bir ses ortaya koymufltur. Genellikle
çevre iliflkilerinin a¤›r bast›¤› bu öykülerde geleneksel kurulufl-
lara s›¤mayan bir anlat›m zenginli¤i görülür. Kiflilerini ifllerken
gerçe¤in kal›n çizgilerine kap›lmaz; yorum yapar. Öykülerinde,
gözlemci bir gerçeklikten çok, bir hümanizman›n besledi¤i du-
yarl›klar sezilir. Bu nedenle, sonraki kitaplar›nda bireysel gibi
görünen öykülerinde de insana özgü de¤erleri özümleme ola-
naklar› yaratt›¤›ndan, bireyde toplumu yans›tma özelli¤i kazan›r.
Kentin gürültüsü, kenar mahalle, fabrikalar, Yüksekkald›r›m, iyi-
leri, kötüleri, bal›kç›s›, gazetecisi, sanatç›s› ile bütün toplum bu
kendine özgü sesin insanca yank›lar›yla dolar, taflar. Toplumda-
ki çeliflkiler karfl›s›nda baflkald›rma ve öfke; kaçma ve yeniklik
duygular› gibi çeliflik durumlar al›r. 1953’te Amerika’daki Mark
Twain Cemiyeti’ne üye seçilen Sait Faik, yeni öykümüzün ve
düzyaz›m›z›n en büyük kurucular›ndan say›lmaktad›r. Yap›tlar›:
“Semaver” (öyküler, 1936), “Sarn›ç” (öyküler, 1939), “fiahmer-
dan” (öyküler, 1940), “Medar-› Maiflet Motoru” (roman, 1944,
2. bask› “Birtak›m ‹nsanlar” ad›yla, 1952), “Lüzumsuz Adam”
(öyküler, 1948), “Mahalle Kahvesi” (öyküler, 1950), “Havada
Bulut” (öyküler, 1951), “Kumpanya” (öyküler, 1951), “Havuz
Bafl›” (öyküler, 1952), “Son Kufllar” (öyküler, 1952), “Kay›p Ara-
A
5