ACIGÖL
7
Osmanl›-Rus savafl› ç›kt›. Osmanl› ordular›n›n Plevne ve Do¤u
Anadolu’daki baflar›lar›na ra¤men savafl, Osmanl› Devleti’nin
yenilgisiyle sonuçland›. Önce Ayastefanos, daha sonra da Ber-
lin antlaflmalar› imzaland›. Abdülhamit bu olaylar› bahane ede-
rek 14 fiubat 1878’de meflrutiyet meclislerini da¤›tt› ve kiflisel
yönetimini kurdu. Bu dönemde Avrupa’da Alman Birli¤i kurul-
du (1870). Birli¤ini kurduktan k›sa bir süre sonra sanayi devri-
mini de tamamlayan Almanya ve ona kat›lan ‹talya, dünya sö-
mürgelerinin yeniden paylafl›lmas› için isteklerde bulunmaya
bafllad›lar. Bir süre sonra Avrupa, bir tarafta Almanya, ‹talya,
Avusturya-Macaristan; di¤er tarafta ‹ngiltere, Fransa, Çarl›k
Rusyas› olmak üzere iki devletler grubuna ayr›ld›. Abdülhamit
bu parçalanmadan yararland›; onlarla kesin bir iflbirli¤i hâlinde,
fakat hiçbirine fazla yaklaflmayan dengeli bir politika güttü.
1889 y›l›nda Askerî T›bbiye ö¤rencilerinin kurdu¤u ‹ttihat ve Te-
rakki Cemiyeti, Selânik’te çok h›zl› bir geliflme gösterdi. Cemi-
yete ba¤l› genç subaylar, birlikleriyle da¤lara ç›kt›lar. Abdülha-
mit bu bask›lara daha fazla karfl› koyamad› ve meflrutiyeti yeni-
den ilân etmek zorunda kald› (1908). Bir süre sonra, 31 Mart
Olay› sonucunda, tahttan indirilerek (1909) Selânik’e sürgün
edildi. Balkan Savafl› ç›k›nca ve Selanik tehlikeye girince ‹stan-
bul’a getirildi. Burada Beylerbeyi Saray›’nda oturdu ve yine bu-
rada öldü. Abdülhamit döneminde 1881’de ilân edilen bir fer-
manla, tuz, içki, ipek ve bal›k av› vergilerinin toplanmas› ve
damga resmi, Osmanl› Devleti’nden alaca¤› olanlar›n temsilci-
lerinden oluflan ve Düyunu Umumiye ‹daresi denilen uluslara-
ras› bir kurulufla b›rak›lm›flt›. Abdülhamit zaman›, ekonomik ve
malî ba¤›ms›zl›¤›n büyük ölçüde yitirildi¤i bir devir olmas›n›n
yan› s›ra, Osmanl› Devleti için 17. yüzy›l sonlar›nda bafllayan
da¤›lma sürecinin de h›zland›¤› bir dönem oldu. Bu dönemde
K›br›s (1878), Tunus (1881), M›s›r (1882) ve Do¤u Rumeli
(1885) Osmanl› Devleti’nin elinden ç›kt›. Abdülhamit devrinin
bu olumsuz yanlar›na karfl›l›k olumlu yönlerinden biri, oldukça
yayg›n bir e¤itim faaliyetidir. Pek çok yerde ortaokul, lise ve as-
kerî okullar, yüksekö¤renim alan›nda da Hukuk Mektebi, Ticaret
ve Hendesei Mülkiye Mektebi, Darülfünun aç›ld›.
ABDÜLMEC‹T EFEND‹
(1868 ‹stanbul - 1944 Paris),
son Osmanl› halifesi. Padiflah Abdülaziz’in o¤ludur. ‹kinci
Meflrutiyet’e (1908) kadar saray-
da kapal› bir hayat yaflad›. Düzen-
li bir e¤itim ve ö¤retim görmedi.
Güzel sanatlara ve özellikle resme
merakl›yd›. Türkiye Büyük Millet
Meclisi, 1 Kas›m 1922’de ç›kard›-
¤› bir kanunla saltanat› kald›r›nca.
Padiflah Vahideddin (VI. Meh-
met), bir ‹ngiliz savafl gemisiyle
‹stanbul’dan gizlice ayr›ld› ve yurt
d›fl›na gitti. Bunun üzerine, Büyük
Millet Meclisi, Abdülmecit Efen-
di’yi halife seçti (18 Kas›m 1922).
Abdülmecit, yaln›z Müslüman-
lar’›n din baflkan› olacak, devlet
ifllerine kar›flmayacakt›. Fakat Abdülmecit Efendi, Büyük Mil-
let Meclisi’nin isteklerine uygun olarak hareket etmedi. Kendi-
sinin devlet baflkanl›¤›na getirilmesini uygun görenler de var-
d›. Cumhuriyet’in 29 Ekim 1923’te ilân›ndan sonra halifeli¤in
kald›r›lmas› gecikmedi. 3 Mart 1924’te kabul edilen bir kanun-
la halifelik kald›r›ld›; Osmanl› soyundan olanlar›n yurt d›fl›na
ç›kar›lmalar› kararlaflt›r›ld›. Bunun üzerine Abdülmecit Efendi,
yak›nlar›yla birlikte Avrupa’ya gitti. Paris’te öldü.
AB‹DE-‹ HÜRR‹YET,
‹stanbul’un fiiflli semtindeki Hürri-
yet Tepesi üzerinde 31 Mart flehitlerinin an›s›na dikilmifl an›t.
An›t 23 Temmuz 1911’de aç›ld›. Mimar›, bu an›t›n yap›m› için
aç›lan yar›flmay› birincilikle kazanan Muzaffer Bey’dir. An›t, ye-
niklasik üslupta, Türk ve Osmanl› türbe mimarîsi üsluplar›n›n
bir bileflimi olarak tasarlanm›flt›r. Kaidesinde, burada gömül-
müfl olan flehitlerin adlar› yer almaktad›r. Bir top namlusu biçi-
minde yap›lm›fl olan an›t›n bir de mescidi vard›r. Mahmut fiev-
ket Pafla’n›n türbesi, Talat ve Mithat paflalar›n mezarlar› da bu-
rada bulunmaktad›r.
ABLUKA,
bir devletin, kendisi için tehlikeli buldu¤u bir
stratejik alan›n, bir ülkenin ya da bir kentin d›fl dünyayla ba¤-
lant›s›n› zor kullanarak kesmesi. Abluka denizden, karadan ya
da havadan uygulanabilir. Ünlü abluka örnekleri, I. Dünya Sa-
vafl›’nda ‹ngiltere’nin Almanya ablukas›, II. Dünya Savafl›’nda
Alman gemilerinin ‹ngiltere’nin yiyecek gereksinimini sa¤la-
mas›n› engelleyen deniz ablukas›, 1948 y›l›nda Bat› Berlin’in
Sovyetler taraf›ndan abluka alt›na al›nmas› ve ABD’nin 1962
Küba ablukas›d›r.
ACEM,
eskiden Araplar›n, Arap olmayan Müslümanlara ver-
dikleri ad. Daha çok Asya’da bulunan ve o dönemde ‹ran’›n ege-
menli¤i alt›nda yaflayan kavimler ve uluslar için kullan›lm›fl,
bundan dolay› da ‹ranl›lar›n, hatta fiiî olan Azerbaycanl› Türkle-
rin di¤er bir ad› olmufltur.
ACEM‹ O⁄LANI,
acemi oca¤›na al›nan ocak eri. Önceleri
savaflta tutsak edilen çocuklar›n beflte biri al›n›rd›. Zamanla bu
yöntem, büyüyen imparatorlu¤un gereksinimini karfl›layamaz
oldu ve reaya çocuklar›ndan devflirme yoluyla acemi o¤lan› top-
lanmaya baflland›. Devflirmeler, her iki evden bir çocuk olmak
üzere al›n›rd›. III. Murat döneminde acemi oca¤›na kap›kulu er-
lerinin çocuklar› al›nmaya baflland›. Acemi o¤lan›, acemi ocak-
lar›n›n kapanmas›yla ortadan kalkt›.
ACIBADEM,
gülgillerden bir meyve a¤ac›
(Prunus
amygdalis amara)
ve bunun meyvesi. Meyvesi ac›ms›,
keskin kokuludur. Kabu¤u kal›n, içi (etli k›sm›) küçüktür. ‹çinde
tatl› bademden fazla olarak siyanhidrik asit (ac›badem ruhu) ve
uçucu bir ya¤ bulunur. Meyveye ac› tad›n› veren bu maddeler-
dir. Ac›badem ya¤› krem, koku ve ayakkab› boyas› yap›m›nda
kullan›l›r. Ayr›ca bademinden ac›badem kurabiyesi yap›l›r.
ACIGÖL,
‹çbat› Anadolu’da, büyük k›sm› Afyonkarahisar, da-
ha küçük bat› kesimi Denizli illeri içinde kalan göl. Kuzeyde
Dazk›r›, bat›da Çardak ve do¤uda Baflmakç› ilçe ve bucaklar›
aras›ndad›r. Büyük Menderes Vadisi’nin do¤u uzant›s› üzerinde