¡fieytan ölüyü götürüyor, kedi fleytan› izliyor. Si¤illerim, siz de
kediyi izleyin!™ diyeceksin.
— Ölü kediyi ne zaman kullanacaks›n?
— Bu gece ruhlar Hoss Williams’› almaya geldiklerinde.
— Onu cumartesi günü kald›rd›lar. Ben de geleyim mi?
— Korkmazsan gelebilirsin.
— Ben mi korkaca¤›m? Sen miyavlayabilir misin, onu söy-
le.
— Tabi miyavlar›m. Sen de karfl›l›k vermelisin. Geçenler-
de beni öyle çok miyavlatt›n ki Hays denen adam, ¡Nereden
ç›kt› bu kör olas› kedi?™ diye beni tafla tuttu. Ben de pence-
resine tu¤la f›rlatt›m. Kimseye söylemezsin de¤il mi?
— Merak etme. O gece, teyzem beni çok s›k› göz hapsi-
ne alm›flt›.
‹ki çocuk, o gece mezarl›¤a yapacaklar› ziyaret konusun-
da sözlefltiler.
Tom s›n›fa girdi¤inde ö¤retmen, has›r koltu¤unda kestiri-
yordu. Onun gelifliyle uyand›.
— Thomas Sawyer!
Ad›n›n tümüyle söylenmesi iyi de¤ildi. Bu, bafl› derde gire-
cek anlam›na geliyordu.
— Evet efendim!
— Gel buraya! Her zaman oldu¤u gibi yine geç kald›n.
Nedenini aç›kla!
Tom, yalan söylemeye haz›rlan›rken, gözü iki sar› saç ör-
güsüne tak›ld›. Bu saçlar›n sahibini hemen tan›m›flt›. S›n›ftaki
tek bofl yer, k›z›n yan›yd›. Do¤ruyu söylemenin ifline yaraya-
ca¤›n› düflündü.
12