verdi¤i pirinç bir tokma¤› ç›kard›. Ama Becky, onun elini itin-
ce tokmak yere yuvarland›. Tom, d›flar› ç›k›p tepelere do¤ru
yürüdü. O gün okula dönmeyecekti.
Tom, ö¤le tatilinden okula dönen çocuklarla karfl›laflmamak
için dolambaçl› yollardan geçerek Cardiff Tepesi’ne vard›.
Okudu¤u romanlardan ö¤rendi¤i yöntemle izini kaybettirme-
ye çal›flm›fl, küçük bir dereyi üç kez geçmiflti. Vadinin kuytu
yerinde kalan okul küçücük görünüyordu. Douglas Malikâne-
si’nin ard›ndaki s›k a¤açl› ormana girdi. Büyük bir mefle a¤a-
c›n›n yosunlu gövdesine s›rt›n› dayayarak oturdu. Yaflam›, ta-
fl›nmas› zor bir yük olarak görüyordu. Becky, bir gün ona yap-
t›klar›ndan piflman olacakt›. Ölse, üzülür müydü? Geçici ola-
rak ölünebilse, ne iyi olurdu.
Biraz sonra yine d›fl dünyaya dönmüfltü. Çünkü, çocuk yü-
re¤i ac›lar›n uzun süre bar›nmas›na uygun de¤ildi. Gizemli bir
biçimde ortadan kaybolup bilinmeyen ülkelere gitmeyi, bir
daha geri dönmemeyi düflündü. Becky, ne yapard› o zaman?
Palyaçoluk fikri çekicili¤ini yitirmiflti. fiu s›rada yaflad›¤› du-
rum, ona uygun de¤ildi. Asker olacak, savafllarda kazand›¤›
zaferlerin madalyalar›yla y›llar sonra geri dönecekti. K›z›lde-
rililere kat›lmak daha iyiydi. Uzak Bat›’n›n da¤lar›nda, uçsuz
bucaks›z ovalar›nda at koflturup bufalo avlayacak; y›llar son-
ra yüzünde savafl boyalar›, vücudu tüylerle donanm›fl büyük
bir reis oldu¤unda, korkunç naralar atarak okuldan içeri girip
arkadafllar›n› flaflk›na çevirecekti.
Hay›r, en iyisi korsan olup ad›n› duyanlar› korkuyla titret-
mekti. Ünü doru¤a eriflti¤inde köyüne dönecek, sert ad›mlar-
17