TAVfiAN YUVASINDA
Alice (Alis)’le ablas› o gün evlerinin bahçesinde piknik
yap›yorlard›. Ablas›, yüksek sesle bir tarih kitab› okuyordu.
Alice, onu dinliyormufl gibi görünüyordu; oysa can› çok s›-
k›lm›flt›. Son kez kitaba göz att›. Ancak bakabilece¤i tek bir
resim bile yoktu.
Hiç durmadan oflay›p puflayan Alice, çiçeklerden bir taç
yapmay› akl›ndan geçirdi. Tam bunu düflünürken, pembe
gözlü bir tavflan›n kendisine do¤ru geldi¤ini gördü. Tavflan,
k›rm›z› bir ceket giymiflti. Cebinde de, bir cep saati tafl›yor-
du.
Alice’in böyle bir tavflan› görünce çok flafl›rmas› gereki-
yordu. Ancak Alice, nedense buna hiç flafl›rmad›¤›n› dü-
flündü.
Tavflan’›n, ceketinin cebinden saatini ç›kar›p bakarak
telâflla yoluna devam etti¤ini görünce; Alice hemen yerin-
den f›rlad›. Böyle ilginç bir tavflan›n nereye gidece¤ini çok
merak ediyordu. Tavflan›n arkas›ndan koflup tam zama-
n›nda yetiflerek; onun, kap›s› çal›larla örtülü yuvas›na gir-
5
