Arkadafllar›ndan birinin k›l›¤›na girmesi olas›l›¤› akl›na
geldi. Hepsini birer birer gözünün önüne getirmeye bafllad›.
– Aida (Ayda) de¤ilim. Onun saçlar› bukle bukledir,
benimkiyse sopa gibi. Mabel (Mabel) de olamam. Çünkü,
benim az çok her fley hakk›nda bilgim vard›r. Buna karfl›n,
o hiçbir fley bilmez. Hem sonra o, odur; ben de benim. Of,
her fley ne kadar kar›fl›k! Bakal›m, eskiden bildiklerimi
an›ms›yor muyum? 4 kere 5, 20; 4 kere 6, 24; 4 kere 7, off!
Böyle olmayacak. Hem çarp›m tablosunu an›msamak da
bir fley kan›tlamaz. Co¤rafyay› deneyeyim bir de... Londra,
Paris’in baflkenti; Paris, Roma’n›n baflkenti... Roma... Ha-
y›r, hepsi yanl›fl. Evet, flimdi emin oldum, ben Mabel olmu-
flum. Timsah masal›n› söyleyeyim bir de...
Gözleri yafllarla dolmufltu.
– Evet, ben Mabel oldum. Demek art›k o s›k›c› evde
oturaca¤›m, onun garip oyuncaklar›yla oynayaca¤›m, bir
kedim olmayacak ve... Çal›fl›lacak y›¤›nla ders! E¤er ben
Mabel olduysam bir daha buradan ç›kamam.
Alice’in gözlerinden yine yafllar boflald› ve ba¤›rd›:
– Of, burada yaln›zl›ktan öyle s›k›ld›m ki... Keflke ya-
n›mda biri olsayd›.
Bunlar› söylerken ellerine bakt› ve flaflk›nl›ktan dona-
kald›. Konuflurken dalg›nl›kla, tavflan›n minicik eldivenleri-
ni ellerine geçirmiflti.
– Bunu nas›l yapabildim, diye düflündü. Demek ki ben
küçüldüm. Boyunu ölçmek için masaya gitti. Hemen he-
men doksan santim kadard›. Hâlâ da h›zla küçülüyordu.
Nedenini anlamakta güçlük çekmedi. Tamamen küçülüp
yok olmamak için, yelpazeyi tam zaman›nda att›.
Bu anî de¤iflimden korkmufltu; fakat yok olmad›¤›na da
seviniyordu.
13