yetmiflten fazlayd›. Hemen küçük anahtar› ald› ve koflarak
küçük kap›ya gitti.
Zavall› Alice, flimdi ancak yere yat›p bahçeyi delikten
izleyebiliyordu. Bu durumda, koridordan geçmesi olanak-
s›zd›.
Alice, yine yere oturup a¤lamaya bafllad›. Sonra, ken-
disini:
– Kendinden utanmal›s›n, senin gibi kocaman bir k›z
böyle a¤lar m›? Sana söylüyorum, hemen sus, diye azar-
lad›ysa da, seller gibi gözyafl› ak›tarak a¤lamaya devam
etti. O kadar ki, gözyafllar› birikti birikti ve bulundu¤u yerde
derin bir göl olufltu.
Alice, o s›rada bir ayak sesi duydu. Kim oldu¤unu gö-
rebilmek için gözlerini silip o tarafa bakt›. Beyaz Tavflan’d›
bu. Çok güzel giyinmiflti. Bir elinde yelpaze vard›. Öteki
eliyle de beyaz eldivenlerini tutmufltu. H›zl› h›zl› yürüyor,
bir taraftan da söyleniyordu:
– Ah! Düfles! Düfles! Onu daha fazla bekletirsem beni
mahveder!...
Alice, kim olursa olsun yard›m istemeye öylesine karar-
l›yd› ki; tavflan yaklafl›nca alçak ve ürkek bir sesle:
– Say›n tavflan, diye bafllad›; fakat sözünü tamamlaya-
mad›. Tavflan, eldivenlerini ve yelpazesini atarak son h›zla
karanl›¤a do¤ru koflarak kaybolmufltu bile...
Alice, yelpazeyle eldivenleri yerden ald›. Hol çok s›cakt›;
yelpazeyle serinlemeye çal›flt›. Bir yandan da düflünüyordu.
– Bugün her fley çok garip. Oysa dün her fley ola¤an-
d›. Acaba gece mi de¤ifltim? Bu sabah yataktan kalkt›¤›m
zaman nas›ld›m? Neredeyse baflka bir insan olarak kalk-
t›m diyece¤im. Eee! Peki, ben baflkas›ysam, kimim? Ah,
iflte en büyük sorun bu.
12