Kay›fl sanki b›çakla kesilmifl gibi tek bir yerden düzgün bir kesikle
ikiye ayr›lm›flt›. Beyaz Difl bir yandan tüylerini kabart›rken, h›rlaya-
rak kaleye bakt›. Sonra dönüp, Boz Kunduz’un kamp›na do€ru yü-
rümeye bafllad›. Bu korkunç yabanc› insana herhangi bir ba€l›l›k
hissetmiyordu. Kendini Boz Kunduz’a telsim etmiflti ve hâlâ ona ait
oldu€unu düflünüyordu.
Ama daha önceki olay bir farkla aynen tekrarland›. Boz Kun-
duz onu yine bir kay›flla ba€layarak, sabahleyin Yak›fl›kl› Smith’e
teslim etti. Fark burada ortaya ç›kt›. Yak›fl›kl› Smith bu kez onu
dövdü. S›ms›k› ba€l› olan Beyaz Difl’in öfke içinde bu cezaya kat-
lanmaktan baflka elinden gelen bir fley yoktu. Üzerine hem sopa
hem de k›rbaç darbeleri iniyordu; hayat› boyunca yedi€i en a€›r
dayak buydu. Yavruyken Boz Kunduz’un atm›fl oldu€u dayak bile
bunun yan›nda hafif kal›rd›.
Yak›fl›kl› Smith bu iflten zevk al›yordu. Yak›fl›kl› Smith korkak-
lar›n zalimli€ine sahipti. Kendisi baflkalar›ndan yedi€i tokatlar›n ve
a€›r sözlerin alt›nda ezilip büzüldü€ü için, kendisinden zay›f olan
varl›klardan bunun öcünü al›yordu. Bütün canl›lar güç sahibi olma-
y› sever, Yak›fl›kl› Smith de bu konuda bir istisna de€ildi. Kendi tü-
rü üzerinde gücünü gösteremeyince, daha zay›f varl›klara yöneli-
yor ve onlardan besleniyordu.
Beyaz Difl neden dayak yedi€ini biliyordu. Boz Kunduz kay›fl›
boynuna tak›p ucunu beyaz adama verince, Yak›fl›kl› Smith’le git-
mesi gerekti€ini, bunun efendisinin bir iste€i oldu€unu anlam›flt›.
Ayn› zamanda Yak›fl›kl› Smith onu kalenin d›fl›na ba€lad›€›nda
orada kalmas› gerekti€ini de anlam›flt›. Yani o her iki efendinin da
iste€ine karfl› ç›km›fl, ard›ndan bafl›na gelen cezay› hak etmiflti.
Geçmiflte kimi köpeklerin sahip de€ifltirdi€ine, kaçan oldu€u za-
man da aynen böyle dayak yedi€ine tan›k olmufltu. Zekiydi zeki ol-
mas›na ama daha bask›n güçler de vard› içinde. Bunlardan biri de
sadakatti. Boz Kunduz’u sevmiyordu ama ona ne kadar k›zg›n ol-
sa da sad›kt›. Onun elinde olan bir fley de€ildi bu. Sadakat hamu-
runda vard›. Kendi türüne ait olup, onu di€erlerinden farkl› k›lan,
63
