sald›rd›ktan sonra geri çekilip, iflin geri kalan k›sm›n› tamamlama-
y› sürüye b›rakmakla yetiniyordu. O s›rada koflturarak gelen beyaz
adamlar bütün h›nçlar›n› sürüden ç›kar›yorlard›; kimse Beyaz Difl’e
dokunmuyordu. Sürüdeki di€er hayvanlar›n tepesine tafllar sopa-
lar, baltalar ve çeflit çeflit silah ya€arken, o belli bir uzakl›ktan olan
biteni izliyordu. Beyaz Difl gerçekten de pek zekiydi.
Sürünün di€er üyeleri de zamanla ak›lland›lar; tabii ki Beyaz
Difl de onlarla birlikte. E€lencenin, buharl› gemilerden birinin k›y›-
ya yanaflmas›yla bafllad›€›n› ö€renmifllerdi. ‹lk iki üç yabanc› kö-
pek haklan›nca, beyaz adamlar öteki köpeklerini gemiye geri götü-
rüyor ve bu iflin sorumlular›n›n can›na okuma tehditleri savuruyor-
lard›. Beyaz adam›n köpeklerini öldürtmek daha çok öylesine bir
oyun gibi bafllad›. Bir süre sonra devaml› bir meflgale hâlini ald›.
Yapacak baflka bir ifli yoktu. Boz Kunduz ticaretiyle ve para kazan-
makla meflguldü. Beyaz Difl de iyice ad› ç›kan K›z›lderili köpekleri
çetesiyle etrafta dolaflarak, buharl› gemileri bekliyordu. Her gemi
geliflinde yeni bir e€lence bafll›yordu. Beyaz adamlar birkaç daki-
ka içinde flaflk›nl›€› üzerlerinden at›nca, çete da€›l›veriyordu. E€-
lence, yeni bir buharl› geminin gelifline kadar erteleniyordu.
Ama Beyaz Difl’in bu çetenin bir eleman› oldu€u kesinlikle söy-
lenemezdi. O aralar›na bile kar›flm›yor, uzakta yaln›z bafl›na duru-
yor, hatta etraf›na korku sal›yordu. Onlarla ifl birli€i içinde oldu€u
do€ruydu. Çete beklerken o yabanc› köpekle kavgaya tutufluyor-
du. O karfl›s›ndaki köpe€i yere y›k›nca, bu sefer çete devreye girip
ifli bitirmeye kofluyordu. Evet, iflte o zaman çeteyi öfkeli insanlar›n
gazab›na b›rakarak, geri çekildi€i de do€ruydu.
Bu kavgalar› bafllatmak için öyle fazlaca bir çaba harcamas›na
da gerek yoktu. Yabanc› köpekler k›y›ya ç›kt›€› zaman, kendini
göstermesi yetiyordu. Onu görür görmez üzerine çullan›yorlard›.
‹çgüdüleri öyle söylüyordu. Vahfli yaflam›n simgesiydi Beyaz Difl
onlar için. Çok eski ça€lardaki dünyan›n atefllerinin çevresindeki
karanl›€›n içinde f›rsat kollayan o bilinmeyen, o korkunç, o tehdit
yüklü fleyi an›msat›yordu; oysa onlar, içinde do€duklar› vahfli dün-
56