m›flt›. “Savaflç› Kurt” ad›yla genifl bir çevreye ün salm›flt›. Buharl›
geminin güvertesindeki kafesi, devaml› merakl›larla kuflat›l›yordu.
Onlara bazen öfkelenip h›rl›yor, bazen so€uk bir nefret ifadesiyle
onlar› uzand›€› yerden izlemekle yetiniyordu. Nas›l nefret etmesin-
di ki? Bu soruyu kendine hiç sormam›flt›. O yaln›zca nefreti tan›yor
ve onun ateflinde kendinden geçiyordu. Yasa onun için tam bir ce-
henneme dönmüfltü. O insanlar›n elinde esaret çeken vahfli hay-
vanlar gibi bir davran›fl görmek için yarat›lmam›flt›. Oysa flu anda
gördü€ü davran›fl biçimi tam da buydu. ‹nsanlar ona bak›yor, ka-
fes demirlerinin aras›ndan sopayla dürtüp k›zd›rarak h›rlamas›n›
sa€lamaya çal›fl›yorlar ve sonra da gülerek çekip gidiyorlard›.
Çevresi böyle adamlarla doluydu art›k; böylece hamuru do€a-
n›n hedefledi€inden çok daha ac›mas›z bir flekilde yo€ruluyordu.
Fakat do€a ona esneklik de vermiflti. Baflka hayvanlar›n çoktan
ölece€i ya da ruhunu kaybedece€i koflullarda o, uyum sa€lamay›
ve hem de ruhu zarar görmeden yaflam›n› sürdürmeyi baflard›.
Bafl düflman› ve iflkencecisi Yak›fl›kl› Smith belki de Beyaz Difl’in
ruhunu karartmay› baflarabilirdi ama henüz bunu baflard›€›n› gös-
teren bir iflaret yoktu.
E€er Yak›fl›kl› Smith’in içinde bir fleytan gizleniyor olsayd›, her
ikisi de içinde birer fleytanla durmadan birbirleriyle bo€uflma hâlin-
de olurlard›. Asl›nda Beyaz Difl elinde sopas› olan birinin karfl›s›n-
da boyun e€ecek kadar zekiydi, ama bu zekâs› flimdi uçup gitmifl-
ti. Yak›fl›kl› Smith’in görüntüsü bile beyaz Difl’i öfke nöbetlerine
sokmaya yetiyordu. Karfl› karfl›ya kald›klar› zaman sopayla geri
püskürtülmeye çal›fl›l›rken bile, homurdan›p h›rlayarak, difllerini
göstermeye devam ediyordu. Ne kadar kötü dayak yerse yesin,
h›rlamaya hep devam ediyordu. Buharl› gemi Dawson’a var›nca,
Beyaz Difl k›y›ya ç›kt›. Ama hâlâ kafeste, çevresindeki merakl›la-
r›n bak›fllar› alt›nda yaflamaya devam ediyordu. “Savaflç› Kurt”
ad›yla sergileniyor, insanlar onu görebilmek için elli sent tutar›nda
toz alt›n ödüyorlard›. Ona hiç rahat vermiyorlard›. Uyumak için ye-
re mi uzand›, izleyiciler verdikleri paran›n hakk›n› als›nlar diye he-
66