Kula¤›mdan tutarak:
– Üvey baban Bay Murdstone’u tan›yorum; de¤erli bir ki-
flidir. Peki, sen beni tan›yor musun? dedi.
– Tan›m›yorum efendim.
– Demek tan›m›yorsun. Pek yak›nda tan›yacaks›n. fiimdi
gidebilirsin.
Bütün cesaretimi toplay›p sordum:
– Öteki ö¤renciler gelmeden, s›rt›mdaki uyar› yaz›s›n› ç›-
karmama izin verir misiniz?
fiiflman müdür, koskoca gövdesiyle öyle öfkeli bir biçim-
de aya¤a kalkt› ki, koflarak odadan kaçt›m.
* * *
Ertesi gün, okulun baflö¤retmeni, Bay Sharp (fiarp) da
döndü. Zay›f yüzünde, sonradan eklenmifl gibi kocaman bir
burun vard›. Gür saçlar›n›n, eskiciden al›nma bir peruk oldu-
¤unu sonradan ö¤rendim.
Okula ilk dönen ö¤renci Tommy Traddles (Tami Tred›ls)
oldu. S›rt›mdaki yaz›y› çok be¤endi. Gelen bütün çocuklarla o
tan›flt›rd› beni. En son Steerforth (Stirfort) gelmiflti. Yaflça
herkesten büyük oldu¤u için, öteki ö¤renciler korkuyla kar›fl›k
bir sayg› duyuyorlard›. Bana, s›rt›mdaki yaz›yla ilgili sorular
sordu. Anlatt›klar›m hofluna gitmiflti.
– Yan›nda para varsa bana ver. Senin için saklar›m, dedi.
24