le gelip gelmeyece¤ini sormam gerekiyordu.
– Conseil! diye ba¤›rd›m.
– Buyrun! diye odaya girdi.
– Conseil, canavar› aramak için düzenlenen sefere
davet edildim. Sen de benimle gelir misin?
– Gelirim.
– Öyleyse eflyalar›m›z› haz›rla. ‹ki saat içinde otel-
den ayr›l›yoruz. Bütün giyeceklerimi, notlar›m› ve aletle-
rimi büyük bir kutuya doldur.
Mektubu ald›ktan iki saat sonra gemiye varm›flt›k.
Beni Kaptan Farragut’›n yan›na götürdüler.
– Siz Mr. Arronax m›s›n›z? diye sordu.
– Evet, benim. Siz de Kaptan Farragut olmal›s›n›z.
– Evet, hofl geldiniz Profesör. Kamaran›z haz›r.
Kamarama indi¤imde Conseil, bavullar›m›z› boflalt-
makla u¤rafl›yordu.
Kara, gözden kaybolmufltu. Atlas Okyanusu’nda tam
yol ilerliyorduk. Kaptanla konuflmak için yan›na gittim.
– ‹yi akflamlar Kaptan.
– ‹yi akflamlar, Mr. Arronax. Kamaran›zdan memnun
musunuz?
– Çok rahat, teflekkür ederim Kaptan. Çok iyi bir ge-
mi bu. Saatte kaç mil h›z yap›yor?
– On sekiz milden biraz fazla. H›zl› oldu¤u için bu
gemi seçildi. Üç hafta sonra Pasifik’teyiz.
Gemicilerin dikkatle denizi gözetlemeleri gözümden
kaçmam›flt›.
– Gemiciler, canavar› hemen görece¤imizden emin
görünüyorlar, dedim.
9
