rar verebilirim. Çok tehlikeliye benziyor; bütün gece nö-
bet tutmal›y›z. Yarat›k elektrik de ç›kar›yor.
Geceleyin ilginç bir fley oldu. Gece yar›s› canavar›n
üzerindeki ›fl›k söndü. Canavar›n hâlâ yerinde olup ol-
mad›¤›n› bilmiyorduk. Bir saat sonra, buhar f›flk›rmas›n-
dan kaynakland›¤›n› düflündü¤ümüz kuvvetli bir ses
duyduk. Bu, canavar›n yak›n›m›zda oldu¤u anlam›na
geliyordu.
Geceyi, sald›r› plânlar› yapmakla geçirdik. Ned
Land, kaptandan kendisine küçük bir sandal haz›rlatma-
s›n› istedi; böylece merak ett¤imiz bu hayvana yaklafl›p
z›pk›nlayabilecekti.
Sabahleyin hepimiz sald›r›ya haz›rd›k. Fakat çevre-
mizi saran yo¤un sis, herhangi bir fley görmemizi engel-
liyordu. Canavar› ilk gören yine Ned Land oldu. Bu kez
geminin solunu gösterdi.
Hepimiz sudaki uzun siyah cismi görmüfltük. Kuyru-
¤u, suyu büyük bir fliddetle dövüyor, ard›ndaki sular be-
yaz köpükler saç›yordu. Boyunun seksen metre kadar
oldu¤unu san›yorum.
Kaptan, gemicilerine makinelerin son h›zla çal›flt›r›l-
mas›n› emretti.
Hepimiz, sald›raca¤›m›z için seviniyorduk. Geminin
bacas›ndan ç›kan siyah duman, gökyüzüne yükseliyor-
du. Gemi, sular› yararak sars›la sars›la ilerlemeye bafl-
lad›. Birkaç dakika sonra, atefl edebilecek yak›nl›¤a ula-
flacakt›k.
Fakat canavarla aram›zda k›rk befl dakikal›k bir
uzakl›k vard›. Saatte on dokuz buçuk mil h›za eriflmifltik.
13
