Bu, güvenlik h›z›m›z›n bir mil fazlas›yd›. Ancak yine de
ona yetiflemiyorduk; h›z› saatte otuz mili geçiyordu. He-
pimizin can› s›k›lm›flt›. Fakat kaptan›n cesareti hiç k›r›l-
mam›flt›.
– Silâhlar› ateflleyin, diye ba¤›rd›.
‹lk at›fl çok uza¤a düfltü. Fakat daha sonra at›lan
bombalardan biri, hedefi bulmufltu. Hayvan›n üzerine
çarpan bomban›n sesi duyuldu.
Kaptan:
– Tam yol, ileri! diye emretti.
Yaral› hayvan› art›k yakalayabilece¤imizden emindi.
Fakat, flafl›lacak fley! Hayvanda herhangi bir yorgunluk
belirtisi olmad›¤› gibi; hiç de yaralanm›fla benzemiyordu.
Kovalamaca bütün gün sürdü. Üç yüz mil yol ald›¤›m›z
hâlde, hayvana atefl edebilecek kadar yaklaflamam›flt›k.
Gece olunca, izini kaybedip oldu¤umuz yerde dolaflma-
ya bafllad›k.
Saat yirmi üçte bir ›fl›k belirdi ve o tarafa do¤ru ya-
vafl yavafl ilerlemeye bafllad›k. ‹yice yaklafl›nca, Ned
z›pk›n›n› f›rlatt›. Z›pk›n büyük bir gürültüyle canavara
vurdu. Ifl›k söndü. Gemimize sütunlar hâlinde su dökül-
meye bafllad›. Büyük bir dalga güverteyi yalay›p geçti ve
bir anda kendimi denizde buldum.
fians›m vard› ki, iyi bir yüzücüydüm. Ancak karanl›¤›n
içinde gemimiz gözden kaybolmaya bafllam›flt›. Uçsuz
bucaks›z denizin ortas›nda yaln›zd›m ve k›sa süre sonra
bo¤ulup gidecektim. Islanan elbiselerim yavafl yavafl be-
ni dibe çekmeye bafllam›flt›. Umutsuzluk içinde; “‹mdat!”
diye ba¤›rd›m. A¤z›ma su doldu. Bir kere daha batt›m.
14