Ara s›ra öyle lâflar eder ki; bunlar›n safl›¤›ndan m›, yok-
sa zekâs›n›n inceli¤inden mi ileri geldi¤ini düflünmek bi-
le insan› e¤lendirir. Kimi zaman h›nz›r›n teki oldu¤una
inand›racak muziplikler yapar, kimi zamansa, flapflal›n
biri oldu¤una yemin edebilirsiniz. Hem her fleyden kufl-
kulan›r, hem bir çocuk gibi her fleye inan›r. Aptall›k çuku-
runa düflüp bo¤ulaca¤›n› sand›¤›n›z anda, do¤rulur; bil-
geli¤in en üstününü gösterir. Sözün k›sas›, koca bir bey-
li¤e de¤iflmem onu. Efendimizin ba¤›fllamak cömertli-
¤inde bulundu¤u aday› yönetece¤ine kesinlikle inan›yo-
rum. Hem kendi yaflant›lar›m›za dayanarak biliriz ki; va-
li olabilmek için pek büyük bir ustal›k ya da bilgi gerek-
miyor. Öyle valiler var ki okumas› yazmas› yoktur; ama
ülkesini de bir ala flahin gibi yönetir. Bütün sorun iyi ni-
yetli olmakta, ben bu ifli baflaraca¤›m, demektedir. Çün-
kü yanlar›nda her konuda kendilerine yard›m edecek,
ö¤üt verip yol gösterecek insanlar vard›r.
Konuflmalar› burada bitti. Don Kiflot uyumaya gitti.
Düfles de Sanço’ya, ille de uyumak istemiyorsa geceyi
salonlardan birinde kendisiyle ve hizmetçileriyle birlikte
geçirebilece¤ini belirtti. Sanço uyumaya can att›¤› hâl-
de; o gün uyuyamayaca¤›n›, düflesin buyru¤unu yerine
getirmek için elinden geleni yapaca¤›n› söyledi. Bu ara-
da dük, Don Kiflot’a tam bir gezginci flövalye gibi davra-
n›lmas› için yeniden herkesi uyard›.
* * *
48