– Oliver, hemen Dr. Losberne’ü ça¤›rmal›y›z. Ona bir
mektup yazd›m. Buradan dört kilometre uzaktaki bir hana gö-
türmemiz gerekiyor. Oradan da birisi ata atlay›p Chertsey’ye
gidecek. Mektubu hana sen götürebilir misin? diye sordu yafl-
l› kad›n.
Oliver mektubu kapt›¤› gibi yola düfltü. Durmamacas›na,
o yak›ndaki küçük kente var›ncaya kadar kofltu.
Han›n yerini ö¤renip mektubu verdi.
Handan ç›karken kara giysili, uzun boylu bir adama çarp-
t›. Adam, gözlerini Oliver’›n üzerine dikerek:
– Ah! Kör müsün? Önünü görmüyorsun, diye ç›k›flt›.
– Affederseniz efendim. Telâflla ç›kt›m. Eve dönüyordum.
Sizi görmedim.
Adam o iri, kara gözlerini çocu¤un üzerinden çekmeden:
– Ölüm! Kim derdi ki bir yolunu bulup tabuttan f›rlayacak
ve karfl›ma ç›kacak, diye konufltu.
Oliver, bu yabanc›n›n bak›fllar›ndan korkmufltu.
– Özür dilerim. Umar›m, bir yeriniz ac›mam›flt›r.
Adam korkunç bir öfkeyle konufluyordu:
– Tanr›n›n cezas› seni! Burada ne yap›yorsun?
Adam, Oliver’› tokatlamak için öne do¤ru bir iki ad›m att›-
¤› s›rada, birden yere yuvarland›.
Oliver o ç›lg›n adama bir dakika kadar bakt›, sonra han-
dan içeri girip yard›m istedi. Oliver, adam›n delinin biri oldu-
¤unu sanm›flt›. Birkaç adam gelip bu yabanc›y› içeri tafl›d›.
Oliver da büyük bir h›zla evine do¤ru kofltu.
Eve döndü¤ünde, Rose Maylie’nin durumunun daha da
108