Yafll› kad›n diz çöküp dua etmeye bafllad›. Bu, inanama-
yaca¤› kadar sevinçli bir haberdi.
Gün geçtikçe Rose iyilefliyordu. Uzun süreden beri çok
hâlsiz düfltü¤ünden odas›ndan ç›kam›yordu. Art›k gece yürü-
yüflleri yap›lm›yordu. Oliver da, küçük odas›nda oturup ders-
lerini çal›flmakla vakit geçiriyordu.
Bunalt›c› bir yaz gecesi, Oliver, kitaplar›n›n bafl›na geçmifl
oturuyordu. Uzun zamandan beri okudu¤u için yorulmufl ve
uyuklamaya bafllam›flt›.
Birden oturdu¤u oda gözünden silindi ve yine Fagin’in
evinde yafl›yormufl gibi oldu. O tehlikeli, yafll› adam köfleye
çekilmifl, Oliver’› iflaret ediyor ve yan›ndaki yüzü öbür tarafa
dönük oturan adama bir fleyler f›s›ld›yordu.
Oliver, Fagin’in:
– O çocuk de¤il mi bu? Yine buraya döndü, dedi¤ini duyu-
yordu.
Öbür adam flöyle yan›t veriyordu:
– O çocuk kuflkusuz. Yan›lmama olanak var m›? Kalaba-
l›¤›n aras›nda bile olsa, yine onu ötekilerinden ay›rt edebili-
rim. Onu tabutun içine koyup yedi kat yer alt›na gömseler, ne-
rede oldu¤una ait en ufak bir iflaret olmasa, yine onu bulup
ç›kart›r›m.
Adam bunlar› kin dolu bir sesle söylemiflti. Oliver birden
korkuyla uyand› ve yerinden s›çray›verdi.
Tanr›m! Kalbini böyle korkuyla kaplayan, onun bütün ko-
nuflma ve hareket etme gücünü elinden alan neydi acaba?
Orada... Orada... Pencerede... Oliver’›n burnunun dibinde...
110