– Bir iki saat daha yaflarsa flaflar›m. Bütün vücudu iflâs et-
mifl. Uyuyor mu flimdi?
Hasta bak›c›, emin olmak için yata¤›n üzerine e¤ildi; son-
ra bafl›yla, “Evet,” dedi.
– Fakat hasta bir daha uyanmayacak. Yani ancak bir kez
daha uyanacak, ama uzun bir süre için de¤il.
Müdire onu tersledi:
– Uzun olsun, k›sa olsun, uyand›¤›nda beni burada bula-
mayacak. Bir daha, beni böyle bir hiç için rahats›z edecek
olursan›z gösteririm size. Evdeki bütün yafll› kad›nlar›n ölü-
münü seyretmek benim iflim de¤il. Seyretmek de istemem.
Tam telâflla ç›k›yordu ki, yata¤a dönmüfl olan iki kad›n›n
att›¤› 盤l›k üzerine bakt›. Hasta do¤rulmufl, ellerini onlara
do¤ru uzat›yordu.
Hofl bir sesle:
– Kim var orada? Art›k ölece¤imi biliyorum. Size söyleye-
ceklerim var. Yan›ma yaklafl›r m›s›n›z? Kula¤›n›za söylemek
istiyorum.
Ölmek üzere olan kad›n, son gücünü harcayarak:
– fiimdi dinle beni, dedi. Bu odada tam flu yatakta, bir za-
manlar ayaklar› yürümekten yara bere içinde kalm›fl; toza,
kana bulanm›fl genç, güzel bir kad›na bakm›flt›m. Bir o¤lan
do¤urdu ve öldü. Acaba hangi y›ld›? An›msam›yorum.
Birdenbire yerinden fliddetle s›çrayarak gözleri yuvalar›n-
dan f›rlayacakm›fl gibi ba¤›rd›:
– Onu soydum. Daha so¤umam›flt› bile. Mal›n› çald›¤›m
zaman daha so¤umam›flt›.
96