tirdi. Sikes da öyle yapt›.
Oliver derin bir uykuya dald›. Rüyas›nda, kendisini kas-
vetli sokaklarda yolunu kaybetmifl, karanl›klarda dolafl›rken
ya da geçirdi¤i günün baflka bir sahnesini yeniden yaflarken
görüyordu ki, ans›z›n yerinden s›çrad›. Toby Crackit, saatin
bir buçuk oldu¤unu haber veriyordu. Oliver, onun sesiyle
uyanm›flt›.
fiimdi hepsi telâfll› bir haz›rl›¤a giriflmifllerdi. Sikes’la ar-
kadafl› boyunlar›n›, çenelerini koyu renk, genifl atk›larla sar-
d›lar, paltolar›n› giydiler.
Paltolar›n›n çeflitli bölmelerine silâhlar›n›, flifllerini ve odun
parçalar›n› yerlefltirdiler. Daha sonra çengel, anahtar, matkap
ve fener de alarak Oliver’la birlikte d›flar› ç›kt›lar. Oliver o gün,
yorgunluktan serseme dönmüfltü. Kurulmufl makine gibiydi. Bir
elinden Sikes, bir elinden Toby tutmufltu. ‹ki h›rs›z›n aras›nda,
onlar›n ad›mlar›na ayak uydurmak için koflar gibi ilerliyordu.
fiimdi, ortal›k iyice karanl›kt›. Sis daha fazla yo¤unlaflm›fl-
t›. Hava çok nemli oldu¤undan Oliver’›n saçlar›, kafllar› birkaç
dakika içinde kaskat› kesiliverdi. Köprüyü geçtiler, daha önce
gördükleri ›fl›klara do¤ru ilerlediler. H›zl› yürüdüklerinden, çok
geçmeden Chertsey’ye vard›lar.
Ad›mlar›n› h›zland›rarak soldaki bir yola sapt›lar. Yar›m ki-
lometre kadar yürüdükten sonra, duvarla çevrili, bahçe içinde
bir evin önünde durdular. Toby Crackit, soluk almak için bile
beklemeden duvar›n üzerine t›rman›verdi:
– fiimdi de çocu¤u uzat. Sen kald›r onu, ben tutar›m.
Oliver, çevresine bile bakmaya olanak bulamadan Sikes
89