138
Sanatlar Müzesi’nde görüp hayran
kald›¤› Rubens’in tablolar›yd›, öbü-
rüyse Do¤u’nun ilgi çekici eflyalar›-
n› satan dükkânlarda gördü¤ü Ja-
pon estamplar›yd›. Modele bakarak
çal›flmak için Güzel Sanatlar Aka-
demisi’ne kayd›n› yapt›rd›; ama bu
arada ticari amaçla portreler ve fle-
hirden görüntüler çizmeyi de sür-
dürdü. Baflar›s›z olmas› üzerine ce-
sareti k›r›ld› ve 1 Mart 1886’da Pa-
ris’e hareket etti.
PAR‹S’TE BOHEM HAYATI
Vincent, Paris’te modern resmi ta-
n›d› ve sanat piyasas›nda kendini
kabul ettirebilmek için üslubunu
de¤ifltirmek gerekti¤inin bilincine
vard›. Kardefliyle birlikte Montmar-
tre’daki Lepic soka¤›nda rahat bir
daireye yerleflti. Paris’in büyük bul-
varlar›ndaki tablo sat›c›lar›n›n vit-
rinleri önünde dolafl›p durdu; Juli-
en Tanguy’nin dükkân›n›n müda-
vimi oldu ve hatta Japon estampla-
r›n› fon diye kullanarak Tan-
an›n› canland›-
ran daha iddial›
bir kompozis-
yon için yapt›¤›
etütlerdi. Yak›n-
lar› ve çevresin-
dekiler kendisi-
ne poz verdiler
ve Van Gogh bü-
tün gücüyle se-
faleti, umutsuz-
lu¤u ve boyun
e¤meyi anlat-
maya çal›fl›rken
bu özellikleri de fliddetli ›fl›k ve göl-
ge karfl›tl›klar›yla daha yo¤un hâle
getirdi. Nisan 1885’te, babas›n›n
ölümünden bir y›l sonra Van Gogh,
Patates Yiyenler
adl› o büyük kom-
pozisyonuna son f›rças›n› da vur-
du. Ama köyün papaz›, kilise men-
suplar›ndan ona art›k poz verme-
melerini istedi. Bunun üzerine sa-
natç› Nuenen’den ayr›larak An-
vers’e gitti ve orada kendisi için
son derecede önemli olan iki keflif-
te bulundu: Bunlardan biri Güzel
‹ l k s a n a t s a l
d e n eme l e r i n d e n : “ E l i n d e
s i g a r a y l a o c a ¤ › n y a n › n d a
o t u r a n S i e n ”