101
• bir tahtas› eksik:
Dengesiz, delice davran›fllara sahip.
San›r›m bu adam›n bir tahtas› eksik.
• bir taflla iki kufl vurmak:
Bir davran›flla ifle yarar birkaç sonuç sa¤lamak.
‹fl için gitti¤i yerde bir iki gün de tatil yapma f›rsat›
buldu. Böylece bir taflla iki kufl vurdu.
• bir vakitler (zamanlar):
Geçmiflte, eskiden.
Bir vakitler ailemiz çok zenginmifl.
• bir yast›¤a bafl koymak:
‹yi ve kötü günlerde efllerin birbirine destek olmas›.
Mutluyuz, çünkü biz bir yast›¤a bafl koyduk.
• bir yast›kta kocamak:
Efllerin birlikte uzun bir yaflam sürdürmesi.
Bir yast›kta kocad›lar.
• Bir yafl›ma daha girdim:
Çok flafl›rt›c› bir durumla karfl›laflt›m, anlam›nda söyle-
nir.
Bu yaflta yaln›z bafl›na tatile mi ç›kt›? Bir yafl›ma daha
girdim.
• bir yiyip bin flükretmek:
Kötü durumda olanlara bakarak kendi durumunun de-
¤erini bilmek.
Sokakta yaflayan insanlar› görmüyor musunuz? Bir yi-
yip bin flükretmelisiniz.
• bir yolunu bulmak:
Yap›lamaz denilen bir ifli gerçeklefltirmek için bir çare
bulmak.
Bir yolunu bulup bu vazoyu onaracaks›n.
Deyimler/101-111 21/07/2010 21:03 Page 101