270
• kafa dinlemek:
Zihni yoran sorunlardan bir süreli¤ine uzaklaflmak.
Kafa dinlemek üzere tatile ç›km›flt›.
• kafa göz yarmak:
Beceriksizce davranmak.
Kafa göz yararak ifli bitirmeye çal›fl›yordu.
• kafa kafaya vermek:
bk. bafl bafla vermek.
• kafa k⤛d›:
Nüfus k⤛d›.
Kafa k⤛d›m› evde unuttum.
• kafa patlatmak:
Bir konu üzerinde çok düflünmek.
Çevre sorunlar› konusunda kafa patlatm›fl, çözüm öne-
rileri haz›rlam›flt›.
• kafas› almamak:
1.
Zihni yorgun oldu¤u için anlayamamak.
fiu anda kafam alm›yor.
2.
Olabilece¤ine inanmamak.
Böyle bir kazay› kafas› alm›yordu.
• kafas› atmak:
Bir durum karfl›s›nda birdenbire k›zmak, sinirlenmek.
Hakaret etmeye bafllay›nca benim de kafam att›.
• kafas› bozulmak:
‹stedi¤i gibi geliflmeyen bir duruma can› s›k›lmak, k›z-
mak.
Arkadafl›n›n davran›fl›na kafas› bozulmufltu.
• kafas› çal›flmak:
Bir konu üzerinde iyi düflünebilmek.
Özellikle matemati¤e kafas› çal›fl›rd›.
Deyimler/259-279 21/07/2010 21:02 Page 270