272
• kafas› fliflmek:
1.
Zihni yorulmak.
Saatlerdir süren konferans› izlemekten kafas› fliflmiflti.
2.
Gürültüden rahats›z olmak.
Yandaki inflaattan gelen sesler yüzünden kafas› fliflti.
• kafas› yerinde olmamak:
‹yi düflünemez durumda olmak.
fiimdi kafam yerinde de¤il, sonra bakar›m.
• kafa tutmak:
Boyun e¤meyerek karfl› gelmek, diklenmek.
Geçenlerde babas›na da kafa tutmufltu.
• kafay› bulmak:
Sarhofl olmak.
Çok içince kafay› buldu.
• kafay› çekmek:
‹çki içmek.
Kafay› çekmek için toplanm›fllard›.
• kafay› üflütmek:
Delirmek, ç›ld›rmak.
O kafay› üflütmüfl.
• kafay› (yere) vurmak:
Uyumak için yatmak.
Çok yorgundum, kafay› vurup yatt›m.
• kafa yormak:
bk. kafa patlatmak.
• kafese girmek:
Kendisinden yararlanmak isteyen bir kimsenin tuza¤›na
düflmek.
Sonunda adam kafese girdi.
• kafese koymak:
Bir kimseyi aldat›p ondan yarar sa¤lamak.
Zavall› adam› kafese koymufllard›.
Deyimler/259-279 21/07/2010 21:02 Page 272
