298
• kolu kanad› k›r›lmak:
Bir fley yapamayacak bir duruma düflmek.
O üzücü olay nedeniyle kolu kanad› k›r›lm›flt›.
• kolunda alt›n bilezi¤i olmak:
Geçimini sa¤layacak bir mesle¤i olmak.
Onun kolunda alt›n bilezi¤i var, aç kalmaz.
• konu komflu:
Bütün komflular.
Annem birden rahats›zlan›nca konu komflu eve doldu.
• korktu¤u bafl›na gelmek (korktu¤una u¤ramak):
Olmas›ndan korkulan durum gerçekleflmek.
Korktu¤um bafl›ma gelmifl, bilgisayar›m bozulmufltu.
• Koydunsa bul.
Bulundu¤u yerden yok olmufl, anlam›nda söylenir.
Nerede bu çanta? Koydunsa bul.
• kozunu oynamak:
Elindeki en üstün ve son olana¤› kullanmak.
Son kozunu oynad› ve kazand›.
• kozunu paylaflmak (biriyle):
Aralar›ndaki anlaflmazl›¤› zora baflvurarak sona erdir-
mek.
Seninle kozumuzu paylaflaca¤›z.
• kök söktürmek:
Bir kimseyi, yapt›¤› iflte çok güçlük ç›kararak u¤raflt›r-
mak.
Müflteri, deneyimli tezgâhtara kök söktürdü.
• köküne kibrit suyu dökmek:
Bir daha oluflmayacak biçimde yok etmek.
On y›ll›k iflimizin köküne kibrit suyu döktü.
• kökünü kurutmak:
bk. köküne kibrit suyu dökmek.
Deyimler/280-300 21/07/2010 21:02 Page 298