297
• kolay›na gelmek:
Öyle yapmay› daha kolay bulmak.
Böyle yapmak kolay›ma geldi.
• kol gezmek:
(Bir kifli, bir fley) Etkinli¤i olan bir durum sürmek.
Bölgede salg›n bir hastal›k kol geziyor.
• kolay›na kaçmak:
Bir ifli yapmak için kestirme ve kolay yolu seçmek.
Kolay›na kaçarsan iyi bir ifl ç›kmaz.
• kolayl›k göstermek (birine):
Bir kimseye bir ifli yapabilme yolu, olana¤› sa¤lamak.
Bize kolayl›k gösterirseniz çok memnun oluruz.
• kol kanat olmak (germek) (birine):
Bir kimseye yard›m etmek, onu korumak.
Kardeflime her zaman kol kanat gererim.
• kollar› kopmak:
Çok a¤›r bir fley tafl›maktan ya da a¤›r bir ifl yapmaktan
dolay› yorulmak.
Çok a¤›rm›fl, kollar›m koptu.
• kollar›n› açmak:
Sevgiyle karfl›lamaya haz›rlanmak.
S›n›f›m›za yeni gelen arkadafl›m›za hepimiz kollar›m›z›
açt›k.
• kollar› s›vamak:
Bir ifli bütün gücüyle yapmaya haz›rlanmak.
Evimizi boyamak için kollar› s›vad›k.
• koltuklar› kabarmak:
Kendine ya da yak›nlar›na yap›lan övgüden k›vanç duy-
mak.
Ablam için söylenenleri duyunca koltuklar›m kabar›yor-
du.
Deyimler/280-300 21/07/2010 21:02 Page 297
