65
• avucunun içi gibi bilmek:
Her yönüyle tan›mak.
Bu mahalleyi avucumun içi gibi bilirim.
• avucunun içine almak:
Bir kimseyi etkisi ve bask›s› alt›na almak.
Onu da avucunun içine alm›fl, istedi¤ini yapt›r›yordu.
• avucunu yalamak:
Umdu¤unu elde edememek.
Bu iflten de avucumuzu yalad›k.
• avuç açmak:
Dilenmek, baflkas›ndan para ister duruma düflmek.
Köflede oturmufl, gelip geçene avuç aç›yordu.
• avuç içi kadar:
Darac›k, çok küçük.
Buras› da avuç içi kadar bir yermifl.
• aya¤a kald›rmak:
Herkesi telafl ve heyecana düflürmek.
Ortada ciddi bir durum yoktu, ama o bütün evi aya¤a
kald›rm›flt›.
• aya¤a kalkmak:
1.
Hasta için iyi olmak.
Yar›n aya¤a kalkars›n.
2.
Sayg› göstermek nedeniyle oturma durumundan
ayak üzeri duruma geçmek.
Okul müdürü içeri girince, hepimiz aya¤a kalkt›k.
• aya¤› al›flmak:
Bir yere gidip gelme al›flkanl›¤› edinmek.
Bu markete aya¤›m al›flt›¤› için di¤erlerine gitmiyorum.
Deyimler/057-067 21/07/2010 21:04 Page 65