56
• ara s›ra (arada s›rada):
Seyrek olarak, zaman zaman.
Ara s›ra buluflup geziyoruz.
• aras› so¤umak (bir olay›n):
Aradan zaman geçerek önemini yitirmek.
Aras› so¤udu¤u için onunla karfl›laflabilirdim.
• araya girmek:
1.
Önceden bafllam›fl bir iflin yap›lmas›n› geciktirmek.
O ifl araya girince, bunu bitiremedim.
2.
‹ki kifliyi uzlaflt›rmaya çal›flmak.
Ben araya girince herkes mutlu oldu.
• araya koymak (birini):
Bir iflin gerçekleflmesi için sözü geçer bir kiflinin arac›-
l›k yapmas›n› sa¤lamak.
Ancak babam›n bir arkadafl›n› araya koyunca o ifle gire-
bildim.
• araya so¤ukluk girmek:
Dostluk, arkadafll›k iliflkisi azalmak.
Art›k onunla pek görüflmüyorum, araya so¤ukluk girdi.
• aray›p da bulamamak:
Beklenilmeyen olumlu bir durumla karfl›laflmak.
Müdür olmas› için aray›p da bulamad›¤› bir f›rsatt›.
• aray›p sormak:
1.
Bir kimseyle ya da bir fleyle ilgili haber sormak.
Seni o zamanlar uzun süre aray›p sormufltum.
2.
Bir kimsenin ziyaretine gidip ona karfl› ilgili oldu¤unu
göstermek.
Ay›p oldu, uzun zamand›r onu aray›p sormad›m.
• aray›p taramak (aramak taramak):
Her yeri çok dikkatle aramak.
Aray›p tarad›m, ancak bulamad›m.
Deyimler/046-056 21/07/2010 21:05 Page 56