58
• Arif
(*)
olan anlas›n (anlar):
Herkesin anlayabilece¤i aç›kl›kta söylenmemifltir; ger-
çek anlam›n› anlayabilen anlar, anlam›nda kullan›l›r.
Bir ö¤üt verdim. Arif olan anlas›n.
• arka arkaya:
bk. art arda.
• arka ç›kmak:
Bir kimseyi, baflkalar›na karfl› korur durumda olmak.
Ona arka ç›k›nca çok elefltiri ald›m.
• arkada b›rakmak (birini, bir fleyi):
1.
Bir kimseyi geride b›rakmak.
Kente tafl›n›rken dedemizi arkada b›rakm›flt›k.
2.
Bir fleyden oldukça uzaklaflm›fl bulunmak.
Da¤lar› arkada b›rakt›k, denize yaklafl›yoruz.
• arkadan vurmak:
Kendisine güvenilen kiflinin, bir kimseye gizlice kötülük
yapmas› anlam›na gelir.
Ondan hiç beklemezdim, beni arkadan vurdu.
• arkadafl canl›s›:
Arkadafllar›na çok düflkün olan, de¤er veren kimseler
için söylenir.
Arkadafl canl›s› bir insand›.
• arka kap›dan ç›kmak:
Okuldan ya da ifl yerinden baflar›s›zl›kla ayr›lmak.
Arka kap›dan ç›kmak zorunda kalm›flt›.
• arkas› kesilmek (bir fleyin):
Art›k tükenmek, son bulmak.
Art›k portakal›n arkas› kesildi.
• arkas›n› getirememek:
Bafllad›¤› bir ifli sona erdirememek.
Çok çabalad›, ama arkas›n› getiremedi.
(*) arif:
Çok anlay›fll› ve sezgili kimse.
Deyimler/057-067 21/07/2010 21:04 Page 58
