same
(seym) aynı
all the same
bununla beraber,
yine de
sample
(sa:mpıl) örnek
sand
(send) kum
sandal
(sendıl) sandal (ayak-
kabı)
sandpaper
(sendpeipı) zım-
para kağıdı
sands
(sendz) plaj, kumsal
sandwich
(sandwic) sandviç
sandy
(sendi) kumlu
sane
(seyn) aklı başında,
makul, mantıklı
Santa Claus
(santıklo:z) Noel
Baba
sarcastic
(sa:kestik) küçüm-
seyen, alaycı
sardine
(sardi:n) sardalye
satan
(seytın) şeytan
satchel
(seçil) okul çantası
satellite
(setılayt) uydu
satisfaction
(setisfekşın)
memnuniyet, tatmin
satisfactory
(setisfektıri) tat-
minkâr, doyurucu
satisfied
(setisfayd) ikna ol-
muş / doymuş
satisfy
(setisfay) ikna etmek,
tatmin etmek, memnun etmek
Saturday
(setıdi) cumartesi
sauce
(so:s) salça
saucepan
(so:spın) tencere
saucer
(so:sı) fincan tabağı
sausage
(sosic) sucuk, sa-
lam, sosis
savage
(sevic) vahşi, gaddar
save
(seyv) kurtarmak, koru-
mak, tasarruf etmek, saklamak
saw
(so:) testere
say
(sey) demek, söylemek
saying
(seying) söz, deyim
scaffold
(skefıld) yapı iskele-
si, darağacı
scale
(skeyl) terazi/(balık) pul
/ ölçü, ölçek
scalp
(ska:lp) baş derisi / ba-
şın derisini yüzmek
scan
(sken) incelemek, göz-
den geçirmek
scandal
(skendıl) rezalet,
skandal
scar
(ska:) yara izi
scarce
(skeıs) nadir, kıt
scarcely
(skeısli) nadiren güç,
güç bela, henüz, ancak
scare
(ske:) korku / korkutmak
scarecrow
(skeıkrou) bostan
korkuluğu
scarf
(ska:f) eşarp, boyun at-
kısı
scarlet
(skaılıt) kırmızı, kızıl
-129-
scarlet
