goz, sümüklü böcek
sluggish
(slagiş) tembel, ağır
/ hareketsiz, cansız
slur
(slö:) küçük düşürmek,
önemsememek / iftira
sly
(slay) kurnaz
small
(smo:l) küçük
smart
(smart) şık, zarif
smash
(smeş) çarpma / par-
çalamak
smear
(smiır) lekelemek, bu-
laştırmak / sürmek
smell
(smel) koku / koklamak,
kokmak
smile
(smayl) gülümsemek
smoke
(smouk) duman / si-
gara içmek / tütmek
smooth
(smu:d) düz, pürüz-
süz, muntazam
smuggle
(smagl) kaçakçılık
yapmak
smuggler
(smaglı) kaçakçı
snack
(snek) hafif yemek
snail
(sneyl) salyangoz
snake
(sneyk) yılan
snap
(snep) (birdenbire) kop-
mak, kırılmak
snapshot
(snepşot) acele fo-
toğraf, enstantane
snarl
(snarl) hırlamak / çap-
raşık düğüm
snatch
(sneç) kapmak, kav-
ramak, koparmak
sneak
(sniık) sessizce kaç-
mak
sneer
(sniı) alay etmek, alayla
gülmek
sneeze
(sni:z) aksırmak, hap-
şırmak
sniff
(snif) burnunu çekmek /
kokusunu almak
snob
(snob) züppe, kibirli
snoop
(snu:p) başkalarının
işine burnunu sokma
snore
(sno:) horlamak
snow
(snou) kar / kar yağmak
snowball
(snoubo:l) kartopu
snowman
(snoumen) kardan
adam
snowy
(snowi) karlı / kar gibi
so
(so) bundan dolayı, bu yüz-
den / böyle şöyle / o kadar
soap
(soup) sabun
sock
(sak) kısa çorap
sofa
(so:fa) sedir, kanepe
soft
(soft) yumuşak
soil
(soyl) toprak
soldier
(solcır) asker
solve
(solv) çözmek, hallet-
mek
some
(sam) biraz / bazı, bir-
kaç
-137-
some
