ing turk soz - page 135

erinde kaymak, patenle kaymak
skeleton
(skelıtın) iskelet
sketch
(skeç) taslak, kroki /
kabataslak resim
ski
(ski:) kayak / kayak yapmak
skilful
(skilful) hünerli, yete-
nekli, becerikli
skill
(skil) hüner, yetenek, be-
ceri
skilled
(skild) usta, tecrübeli
skin
(skin) deri / kabuğunu
(derisini) soymak
skinny
(skini) sıska
skip
(skip) zıplamak, sıçra-
mak, atlamak
skipping rope
(skipin ro:p) at-
lama ipi
skirt
(skö:t) etek
skull
(skal) kafatası
skunk
(skank) kokarca
sky
(skay) gökyüzü
sky-scraper
(skayskreypı)
gökdelen (bina)
slacks
(sleks) pantolon
slam
(slem) gürültü ile kapat-
mak
slang
(sleng) argo
slap
(slep) tokat / tokatlamak
slave
(sleyv) köle, esir
slavery
(sleyvıri) esirlik, kölelik
slay
(sley) öldürmek
sleep
(sli:p) uyumak / uyku
sleeplessness
(sli:plısnıs)
uykusuzluk (hastalığı)
sleepy
(sli:pi) uykusu gelmiş,
uykulu
sleeve
(sli:v) elbise kolu
slender
(slendı) narin, incecik
slice
(slays) dilim / dilimle-
mek, dilimlere kesmek
slide
(slayd) kaymak, kaydır-
mak, (renkli) slayt, projeksiyon
makinesi için çerçeveli film
slight
(slayt) ince, pek az,
hafif, önemsiz
slightly
(slaytli) biraz, bir par-
ça, hafifçe
slim
(slim) narin, ince
sling
(sling) sapan / askı
slip
(slip) kayar gibi gitmek,
kaymak, kaydırmak / yanlış
yapmak / yanlış, hata
slipper
(slipı) terlik
slippery
(slipıri) kaygan, kaypak
slope
(sloup) yamaç, meyil,
yokuş, bayır
slow
(slou) ağır, yavaş / geri
kalmış
slowly
(slouli) yavaş yavaş
She opened the door slowly.
Kapıyı yavaşça açtı.
slug
(slag) kabuksuz salyan-
-136-
skeleton
1...,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134 136,137,138,139,140,141,142,143,144,145,...319
Powered by FlippingBook