seven
(sevın) yedi
seventeen
(sevinti:n) on yedi
seventy
(sevınti) yetmiş
seventieth
(sevıntiit) yetmi-
şinci
severa
l (sevrıl) bir miktar, bir-
kaç / bir çok, çeşitli
severe
(siviı) şiddetli, ciddi,
sert
sew
(sou) dikiş dikmek
sewer
(syuwır) lağım
sewing machine
(souing mi-
sim) dikiş makinesi
sex
(seks) cinsiyet, seks
sexual
(sekşuıl) cinsi, cinsel
shabby
(şebi) eski püskü
shack
(şek) kulübe
shade
(şeyd) gölgelik, gölge /
renk tonu
shadow
(şedou) gölge / göl-
gelemek, karartmak, gizlemek
shake
(şeyk) sarsmak /(el) ,
sıkmak
shall
(şel) -ceğim, -ceğiz
(yardımcı fiil)
shallow
(şelou) sığ
shame
(şeym) utanç, ayıp,
yazık / utandırmak
shampoo
(şempu:) şampuan
shanty-town
(şentitaun) ge-
cekondu bölgesi
shape
(şeyp) şekil / şekil ver-
mek, şekillendirmek
share
(şe:) pay, hisse / pay-
laşmak
shareholder
(şeıhouldı) his-
sedar
shark
(şa:k) köpek balığı
sharp
(şa:p) keskin / zeki,
açıkgöz, uyanık
sharpen
(şa:pın) bilemek,
sivriltmek, (kalem) açmak, ke-
skinleştirmek
pencil-sharpener
kalemtıraş
shatter
(şetır) kırmak, parça-
lamak
shave
(şeyv) tıraş, tıraş olmak
shawl
(şo:l) şal, atkı
she
(şi:) o (dişi)
shed
(şed) baraka / dökmek,
akıtmak
shear
(şi:) kırpmak
shears
(şi:ıs) büyük makas
sheep
(şi:p) koyun, koyunlar
sheet
(şi:t) yatak çarşafı /
kâğıt yaprağı
shelf
(şelf) raf
shell
(şel) kabuk / mermi
shelter
(şeltı) sığınak, barı-
nacak yer / barındırmak
shepherd
(şepıd) çoban
shield
(şi:id) kalkan
-133-
shield